signiy-turkiye-genel-mudur-eran-gorgen-gorseli

Aydınlatma sektörüne yönelik yürüttüğünüz faaliyetler hakkında kısa bir bilgi ve firmanızın şu anki mevcut istihdamı, ürün grubu, markaları, üretim kapasitesi nedir öğrenebilir miyiz ?

Signify, eski adıyla Philips Aydınlatma, yazılım, kontroller, armatürler, aydınlatma kaynakları ve modüller de dâhil olmak üzere çeşitli çözümler sunan dünyadaki en büyük aydınlatma şirketidir.

127 yıllık mirasa sahip olan şirket, ışığı aydınlatmanın ötesine taşımayı hedefleyen; buradan hareketle de LED ve bağlantılı aydınlatma, servis ve sistemleri konusunda açık ara sektör lideri olan bir şirket.

“Signify”, aydınlatmanın üzerimizdeki olumlu etkilerine yönelik anlayışı ve derin teknolojik bilgisi sayesinde, ticari değer yaratan, zengin kullanıcı deneyimi sunan ve hayat kalitesini yükselten dijital aydınlatma yenilikleri sunuyor.

Evlerin yanı sıra ofisleri, binaları ve kentsel mekanları da dönüştürmede nesnelerin internetini kullanıyor. Dünya genelinde 70’ten fazla ülkede 30 bin çalışana sahip şirketimizin Türkiye’de yaklaşık 90 kişilik bir ekibi bulunuyor. 88 yıldır Türkiye’de bulunan şirketin adı Signify olarak Mayıs 2018’de değişti.

Firma olarak yatırım, istihdam, yeni ürün geliştirme, büyüme (yüzde), ciro ve varsa ihracat gibi konularda 2017 yılını nasıl geride bıraktığınızı açıklar mısınız? Bu çerçevede yıl sonu ve sonrasına dair hedeflerleriniz nelerdir?

2018’e baktığımızda tüketici pazarında 2015’te lanse ettiğimiz hue’ya olan talebimiz bu sene ikiye katlandı. Bu bizi çok heyecanlandırıyor. Bu sene IFA’da tanıttığımız hue outdoor ürün grubunu da 2019’da Türkiye pazarına sunmak için sabırsızlanıyoruz.

Ek olarak 2018’de projelerimiz de devam etti. Örneğin, 2 bin 682 metre toplam uzunluğuyla dünyanın en uzun açıklıklı dördüncü asma köprüsü olan Osmangazi Köprüsü’nün aydınlatma projesinde yer aldık.

Bu köprü özel dağcı, mühendis ve altyapı çalışanından oluşan 30 kişilik ekibin 1,5 yıl süren çalışmayla hayata geçti ve “Direct View” (Direkt Bakış) teknolojisiyle tasarlandı. Bu köprüde kullanılan aydınlatma sistemi Los Angeles Bay Bridge ile aynı sistem.

Bunun yanı sıra 2018 başı hayata geçen, Balıkesir’deki Lale Adası Köprüsü de Interact Landscape ile aydınlatıldı.  Taksim 360 ve 361 projesinin dış cephe ve genel alan aydınlatmaları da gerçekleştirdiğimiz projeler arasında yer alıyor.

Ek olarak çok yakın zamanda Turkcell ile enerji verimliliğini hedefleyen bir protokol imzaladık. İşletmelerin kullandığı enerjinin maliyetini azaltmasını mümkün kılan, aynı zamanda enerji yönetim hizmetlerini sağlayan, istenildiğinde enerji verimliliğiyle ilgili yatırımların finansmanını da yapabilen ESCO (Enerji Servis Şirketleri) LED dönüşüm modelini temel alan protokol, şehirlerin aydınlatmada kullandığı enerjiyi daha verimli hale getirmeye odaklanıyor.

Bu model bizim yurtdışında da uyguladığımız bir model. Örneğin Dubai Elektrik ve Su Otoritesi (DEWA) ile 2015’te iki enerji santralinde bulunan 8500 aydınlatma noktasını LED aydınlatma ile değiştirerek elektrik tüketiminde %75 tasarruf sağladık. Bu ve bunun gibi ülke ekonomisine katkı sunacak projeler Signify olarak bizim her zaman önceliğimiz.

Şu anda varsa yeni ürün geliştirme ve enerji verimliliği gibi çalışmalarınızla ilgili bilgi verir misiniz? Bu konular çerçevesinde yapmayı planladığınız yatırımları somut verilerle açıklar mısınız?

Enerji verimliliği günümüzde tüm dünyada olduğu kadar ülkemiz için de büyük önem içeren bir konu. Gerek bireylerin gerekse kurumların bu konuyla ilgili alacakları önlemlerin ülkemize refah olarak geri döneceği kuşkusuz.

Biz Signify olarak, kendi alanımızda enerji verimliliği ile ilgili şimdiye kadar birçok projeye imza attık. Turkcell ile Ekim sonunda imzaladığımız ESCO modeli iş ortaklığı protokolü de buna güzel bir örnek. Bu tarz projeleri Türkiye’de geliştirmek istiyoruz.

Tüketici tarafında da enerji verimliliği konusu önceliklerimiz arasında. Tüm dünyada tüketilen elektriğin %13’ünün aydınlatma için harcanması, Ortadoğu ve Türkiye bölgesinde ise bu oranın %22 olması göz önünde bulundurulursa, hala hepimiz için büyük bir gelişim alanı olduğu ortaya çıkıyor.

LED ürünler işte tam bu noktada büyük önem arz ediyor. Zira LED ürünler hem 15 yıla varan uzun kullanım ömrü sunuyor hem de A+ enerji etiketiyle yüksek enerji tasarrufu sağlıyor. Bunun yanı sıra kızılötesi, morötesi ışınlar yaymadığı için sağlığa zararı bulunmuyor.

Philips Aydınlatma olarak LED dönüşümünün her zaman en önde gelen öncüsü ve destekçisi olduk. LED şu an en yüksek enerji tasarrufunu sunan teknoloji. Dolayısıyla Philips Aydınlatma olarak bunun üzerine gideceğiz, LED’ler konusunda araştırma ve çalışmalarımıza devam edeceğiz.

Firma olarak Ar-Ge ve inovasyona yönelik yaptığınız çalışmalar hakkında bilgi verir misiniz? Ar-Ge çalışmalarına 2017 yılında bütçenizin yüzde kaçını ayırdınız ve 2019 yılı için Ar-Ge ve yenilemeye yönelik planlarınızı somut veriler dâhilinde anlatır mısınız?

LED konusunda dünya lideri olmamızın bir unsuru da Ar-Ge’ye verdiğimiz önem. Signify olarak, yeni geliştirdiğimiz ürünlerin oldukça büyük bir bölümünü LED ve bağlantılı aydınlatma teknolojileri tabanlı ürünler oluşturuyor.

2017 yılında AR-GE’ye 354 milyon Euro yatırdık. Bu rakam toplam satış gelirlerimizin %5’ine denk geliyor ve en yakın rakibimizin %29 üzerinde. 2018 yılı sonu ve 2019 rakamlarımızın da bu konuda öncülüğümüzü destekler nitelikte olacağına inanıyoruz.

Türkiye aydınlatma sektörünün genel bir değerlendirmesini yaparsak, şu anda faaliyet yürüten aydınlatma firmaları sayısı, sektörün ulaştığı toplam büyüklük hakkında varsa elinizde rakamsal veriler dahilinde bilgi verir misiniz? Sektörün 2018 yıl sonu ve sonrasına dair büyüme hedefi nedir? Sektörün büyümesinde ne gibi yenilikler ile teknolojik ürünlerin belirleyici olması öngörülüyor?

Kapasite, kalite ve ürün çeşitliliği açısından hızla gelişen aydınlatma sektörü, yeni ve gelişmiş bir teknoloji olan LED’e yönelerek büyüme sürecini hızlandırdı. Aydınlatma alanında önümüzdeki dönemde LED’in ciddi bir paradigma değişikliğine yol açması beklenirken, 2020’de piyasanın en az yüzde 75′inin LED’e geçmesi öngörülüyor.

Türkiye’deki aydınlatma sektörü de son 15 yıldan beri büyüme trendini devam ettiriyor. Sektör, şehirlerdeki nüfus artışı ve artan enerji ihtiyacı gibi global trendlere paralel olarak, etkin bir büyüme gerçekleştiriyor.

Uzun ömrü ve sağladığı enerji verimliliği ile LED teknolojisi, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de sektöre damgasını vurmuş durumda. Teknolojik dönüşüm, büyüme oranları, kentsel dönüşüm, inşaat sektöründeki gelişmeler, kişilerin daha konforlu hayat tercih etmeleri gibi eğilimler son teknolojik çözüm olan LED aydınlatmaya olan talebi arttırıyor.

Bu talep artışı LED aydınlatma ürünlerinin daha ulaşılabilir fiyatlarla sunulmasını mümkün kılıyor. Özellikle tüketici pazarında Türkiye’de LED’e geçiş oranı günümüzde %50’lerin üzerinde bulunuyor.

LED dönüşümü konusunda, globalde olduğu gibi Türkiye’de de pazar lideri olarak; özellikle bağlantılı LED sistemleri, anahtar teslim aydınlatma çözümleri gibi birçok konuda Türkiye’de öncü ve destekçi olmaya devam edeceğiz.

Yalnızca son teknoloji ürün ve çözümlerin Türkiye’ye getirilmesinin yeterli olmadığının farkındayız.  Aynı zamanda bu ürünlerin güncel yönetmelikler ve teknik şartnamelerle uyumlu olması da bizim için çok hassas bir konudur.

A+ ve A++  enerji sınıfı etiketlerine sahip çevreye duyarlı Philips lambalar ve aydınlatma armatürleri ile enerji verimliliğine katkıda bulunarak sürdürülebilir teknolojileri destekliyoruz.
Bağlantılı LED sistemleri de önümüzdeki dönemde aydınlatmanın olmazsa olmazı haline gelecek.

Tam manasıyla, her yönüyle dijital bir dünyaya dönüşen bir aydınlatmadan bahsediyoruz. Geleceğe baktığımızda bir gün tüm ampullerimizin ve armatürlerimizin dijital ve yerel ağa bağlanmaya hazır olacağını görebiliyoruz.

Bağlantılı aydınlatma kapsamında iki farklı markamızdan bahsedebiliriz. Birincisi Philips hue. Akıllı evler için lanse ettiğimiz Philips hue kişisel kablosuz aydınlatma sistemimizi gün geçtikçe genişletiyoruz.

Bu ürün sayesinde ışıklar cep telefonu ve akıllı tablet üzerinden kontrol edilebiliyor, 16 milyon farklı renkle değiştirilebiliyor, 600’den fazla aplikasyonu sayesinde bir evin ihtiyaca yönelik tüm aydınlatma senaryoları dijital ortam üzerinden kurgulanabiliyor.

Diğer markamız ise Interact. Bu konseptin içerisinde ofisler, şehirler, perakende, endüstri, şehir güzelleştirme, spor alanları otel ve konaklama alanları ile orta ölçekli alanlar için bağlantılı aydınlatma hizmeti mevcut.

Örneğin ofislerde Power over Ethernet (PoE) sistemi sayesinde kişiler akıllı cep telefonları aracılığıyla ofis aydınlatmasını kontrol edebiliyor ve bina yöneticileri kullanıcı dostu arayüz sayesinde hızlıca binanın toplam enerji tüketimini gözlemleyerek önleyici tedbirler alabiliyor.

Şehir aydınlatması tarafına baktığımızda, yerel hükümetin enerji faturasının %60’ına denk geliyor. Nüfusun artması, kentleşme ve orta sınıfın güçlenmesiyle birlikte 2030’da 2006 ile karşılaştırıldığında, aydınlatma noktalarında %35 artış bekleniyor. Hem nüfusun hem de aydınlatma ihtiyacının artması sebebiyle dünyanın enerji verimli aydınlatmaya her zamankinden daha çok ihtiyacı var.

Dünyadaki tüm sokak aydınlatmalarında LED kullanım oranı %12, bağlantılı aydınlatma oranı ise %2 civarında. Akıllı şehirlerin büyük kısmının belkemiğini yüksek enerji verimliliği sağlayan bağlantılı sokak aydınlatmalarının oluşturacağı yeni bir çağdayız.

Sektörde karşılaştığınız sorunları ve bu sorunlara yönelik çözüm önerilerinizi aktarır mısınız?

Aydınlatma sektörünün son yıllardaki en büyük problemi sertifikasyon ve kalite standartları açısından denetim eksikliği olarak öne çıkıyor.

LED’e geçiş ile birlikte Uzakdoğu’dan çok ucuz fiyatlar ile getirilen gerçek değerlerini yansıtmayan LED ürünler çok ciddi şekilde haksız rekabete ve göz sağlığında bozulmalara sebep oluyor. Çok ucuza çöp diye tabir edilebilecek ürünler ithal ediliyor.

Ancak bu ürünlerin üzerlerinde yazan lümen, kullanım ömrü değerleri, enerji verimliliği vb. gerçek değerleri ile örtüşmüyor.

Bu açıdan son dönemde Ticaret Bakanlığı’nın kurduğu Güvensiz Ürün Bilgi Sistemi (GÜBİS)’nin çalışmalarını çok olumlu buluyoruz. Her türlü ürünün belirli bir standardı yakalamış olması pek çok şeyin yanı sıra başta insan sağlığı için önem arz ediyor.

Buna ek olarak kalite konusunda çalışmalar yapan TSE’nin de denetim ve kontrolleri en az aynı öneme sahip. Usulen ithalat yapılarak ülkeye gelen tüm ürünlerin, optimum fiyatla tüketiciye sunulması bir zorunluluk olmalı.

Oysa pazarda ülke ve tüketici dinamiklerine uymayan, tüketicinin harcadığı paranın karşılığında verim alamadığı, göz sağlığını tehdit edebilen ve hatta kullanılan alanda maalesef yangın gibi insan can ve sağlığını tehlikeye atan durumlara sebebiyet verebilecek ürünlerin varlığı hem ekonomimizi hem de sağlığımızı ciddi boyutta tehdit ediyor.

Tabii burada tüketiciye de büyük rol düşüyor. Kişiler kaliteli LED aydınlatma seçimleri ile hem gözlerini hem de ev ekonomilerini korumalı. Tüketiciler göz konforları için gözleri yormayan, yüksek kalitede LED tercihleri yapmalı.

Aksi halde titrek ışığa sahip olan kalitesiz LED’ler gözü yoruyor, konsantrasyonu azaltıyor ve kişiye yorgunluk veriyor. Bu yüzden LED seçimleri yapılırken bilinen iyi markalar arasından seçmelerinin göz konforu açısından önemli olduğu kanaatindeyim.

Doğru LED seçiminde ise; Her şeyden önce bilinenin aksine ışığın parlaklığını ayarlamak için watt (W) yerine, lümen (lm) değerine bakmak gerekiyor. Lümen değeri daha büyük olan ampul her zaman daha parlak ışık veriyor.

Bir diğer dikkat edilmesi gereken nokta ihtiyaca göre ışık rengi seçimidir.  Okuma ya da konsantrasyon gerektiren işlerin yapıldığı alanlarda 4000-6500 K değerleri arasındaki soğuk beyaz LED ampul tercih edilmesi daha doğruyken, dinlenme ve rahatlığın ön planda olduğu alanlarda 2700-3000 K değerleri arasındaki sıcak beyaz (sarı) ışık kullanılmalıdır.

Ayrıca çevre ve enerji verimliliği için mutlaka A+ ve üzeri enerji etikete sahip olup olmadığına dikkat edilmeli. Çünkü A+ sembolü, ampullerin çok verimli olduğunu anlatmaktadır. LED ampuller A+ veya A++ enerji sınıfı etiketine sahip. Yani, bir LED ampul, yüzde 90’a varan enerji verimliliği ile satın alındığı andan itibaren elektrik faturasını azaltmaya ve dolayısıyla para biriktirmeye yardımcı olur.