akilli-sehirler-yolunda-neyi-nasil-ve-ne-sekilde-yapmaliyiz-2

Bilim ve teknolojideki gelişmelerin günlük rutinimize olan etkisi ile bizler her geçen gün bir dönüşüm yaşıyoruz.

Değişimin getirdiği fırsatlar ve kolaylıklar bu dönüşümü doğal bir süreç gibi bizlere sunarken, kendimize ve çevremize yönelik farkındalığımız ve süreçten beklentilerimiz de artıyor.

Küresel anlamda tüm insanlık, daha iyi eğitim şartları, ekonomik açıdan refah bir yaşam, güvenli ve huzurlu bir ortam, temiz bir çevre ve fikirlerinin değer gördüğü bir toplumun içinde yer almanın hayallerini kuruyor.

Bu hayaller geçmişten günümüze en temel beklentiler sıralamasında yerini alsa da, tam anlamıyla gerçekleştirmeye yaklaşılan nokta şehirlerimizin akıllanması fikri ile yükselen fırsatlar ile karşımıza çıkıyor.

Peki, bu fırsatlar neler diye sorduğunuzu duyar gibiyim…

İnsana, sosyal sermayeye, geleneksel ve modern iletişim altyapısına yapılan yatırımlar, katılımcı yönetişim yoluyla doğal kaynakların akıllıca yönetilmesiyle sürdürülebilir ekonomik büyümeyi ve yüksek yaşam kalitesini körükleyebilir ve bu yaşadığımız şehirlerin akıllanması anlamına gelir (Schaffers vd., 2011).

Bu yaklaşımdan anlaşılabileceği gibi, insanlığın yukarıda bahsedilen beklentilerinin gerçekleştirilebilmesi aslında birçok alanda yapılacak doğru hamlelerin bütüncül şekilde yönetilmesi ile başarılabilecektir.

Akıllı şehirlerin sunduğu fırsatlar, birden çok alanda aynı anda akıllanma ile gerçekleşebilecek ve toplum için ekonomik, sosyal ve çevresel faydaya dönüşüm ile sonuçlanacaktır.

O halde şehirlerimizin akıllanması ile vaat edilen fırsatlara ulaşabilmek için neyi, nasıl ve ne şekilde yapmalıyız?

Şehirler; altyapı, ağ ve çevre gibi bir takım farklı sistemler kapsamında yer alan insan, işletme, ulaşım, iletişim, su ve enerji gibi bileşenler merkezinde işleyişlerini ve gelişimlerini sürdürmektedir.

Bu birbirleriyle ilişkili sistemlerin etkinliği ve verimliliği, bir şehrin hedeflerine ulaşmada ne kadar başarılı olduğunun belirleyicisidir.

Temel olarak bir şehrin, hem somut (örn. ulaştırma altyapıları, enerji dağıtım ağları, doğal kaynaklar) hem de soyut (örn. beşeri sermaye, şirketlerin entelektüel sermayesi, kamu yönetiminin organizasyonel sermayesi) varlıklarının kullanımını ve birbirleriyle olan ilişkilerini optimize edebilmesi gerekmektedir.

Dolayısıyla bir şehrin akıllı bir şehir olarak tanımlanması, şehrin somut ve soyut varlıklarının şehirdeki tüm tarafların çıkarları korunarak katılımcı bir politika ile yönetilmesi ve sürekli iyileştirilmesi oranında gerçekleşmektedir.

Bu bağlamda akıllı bir şehir, şehrin dinamiklerini oluşturan sosyal, yönetimsel, ekonomik, yasal ve teknolojik açılarından bütünsel bir bakış açısıyla şehrin tüm paydaşlarının refahını en üst düzeye çıkaran sürdürülebilir bir mekanizmanın varlığını gerektirmekte ve ‘akıllı’ bileşenlerin birbiriyle olan etkileşiminin değerlendirilmesine ihtiyaç duymaktadır.

Peki nedir bu akıllı bileşenler?

Uluslararası Standartlar Teşkilatı’nın (ISO) ortaya koyduğu ISO 37120:2014 Sürdürülebilir Kalkınma Toplulukları  Kent Hizmetleri ve Yaşam Kalitesi Göstergeleri Standardı çerçevesinde şehirlerin akıllı şehir olabilme derecesine yönelik performanslarının ölçümüne ilişkin 17 akıllı bileşen tanımlanmıştır.

Bu bileşenler; ekonomi, ulaşım, finans, sağlık, çevre, enerji, acil müdahale, yönetim, güvenlik, barınma, katı atık yönetimi, şehir planlama, inovasyon ve iletişim, rekreasyon, eğitim, ulaşım, atık su ve suyun yeniden kullanımıdır.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yayınlanan Türkiye’nin ilk, dünyanın dördüncü akıllı şehir stratejisi ve eylem planı olan 2020-2023 Ulusal Akıllı Şehirler Stratejisi ve Eylem Planı; çevre, enerji, insan, mobilite, yaşam, güvenlik, ekonomi ve yönetişim olarak sekiz fonksiyonel alan belirlemiştir.

Akıllı şehirler konusunda öne çıkan kent ve iklim stratejisti Dr. Boyd Cohen’in önerdiği “Akıllı Şehir Çemberi (Smart City Wheel)”; Giffinger vd. (2007) tarafından ortaya konan insan, yaşam, enerji, çevre, yönetim ve ekonomi şeklindeki altı bileşeni detaylandırarak sistematik bir hale getirmiş ve dünyadaki büyük şehirleri karşılaştırmak adına kullanılmıştır (Cohen, 2012).

Çemberin merkezinde bulunan altı ana başlık akıllı şehrin faaliyet alanlarını gösterirken, her bölümün altında şehirlerin zorluklar ile başa çıkmak veya kalkınma fırsatlarını yakalamak için performanslarını iyileştirmeleri adına göstergeler ve eylemler içeren üç alt bölüm bulunmaktadır.

Dr. Boyd Cohene göre, “Akıllı şehrin salt teknoloji sektörü ile ilişkisini vurgulamaktan kaçınılmalı ve kapsamlı bir yaklaşımın ele alınması teşvik edilmelidir. Şehir nedir, müşterileri kimlerdir ve akıllı şehirler insanlara nasıl yarar sağlayabilir? soruları, bize yeni hizmetler satan işletmelerin meselesinden ziyade 21. yüzyılda bir şehrin neye benzemesi gerektiğinin meselesidir”.

Akıllı bir şehirde akıllı insan ve buna bağlı gelişen akıllı bir toplum, bilgiye dayalı kentsel gelişimin temelini oluşturmakta ve hem bilginin yaratıcısı hem de kullanıcısı konumunda bulunmaktadır.

Bu şehrin, yerel ve küresel çevrelerle bütünleşme, yenilikçi iş stratejileri, üretkenlik ve girişimcilik açılardan ekonomik kalkınmaya katkıda bulunan tüm faktörleri içinde barındırması beklenir.

Yaşam kalitesinin şehrin tüm paydaşları açısından arttırılması ve sosyal ve kültürel açılardan daha sürdürülebilir bir kentleşme sürecinin yaşanabilmesine ortam sağlanabilmesi fikri temelinde yükselen akıllı yaşam ise toplum huzurunun olmazsa olmazıdır.

Yerel belediyeler ve merkezi hükümetin, akıllı şehirlerin stratejik hedeflerini yönlendiren ana aktörlerden biri olarak rol üstlendiği ve kentin refahı ve yaşam kalitesi adına katılımcı bir yönetim şeklini benimsediği akıllı şehirler,

BİT araçlarının yardımıyla açık veriye erişimin oldukça kolay olduğu bir ortama işaret eder.

Yine akıllı bir şehir, kirlilikle mücadele ederek, suyu verimli bir şekilde yöneterek ve yeşil binaları ve alternatif enerjiyi destekleyerek daha temiz ve daha yaşanabilir bir çevreyi ortaya koymaktadır.

Son olarak ise, teknolojinin aktif bir şekilde kullanıldığı bir altyapı üzerinden yerel ve uluslararası erişebilirlik, temiz ve çevre dostu ulaşım araçlarının (örn. elektrikli araçlar, bisiklet vb.) yaygın kullanımı ve şehirdeki toplu taşıma sistemlerinin geliştirilmesi açılarından akıllı mobilite ile şehrin akıllanması fikri desteklenebilir.

Akıllı şehirler yolundaki serüvenimizde yeniden buluşmak dileklerimle…

KAYNAKLAR

  • Schaffers, H., Komninos, N., Pallot, M., Trousse, B., Nilsson, M., & Oliveira, A. (2011, May). Smart cities and the future internet: Towards cooperation frameworks for open innovation. In The future internet assembly (pp. 431-446). Springer, Berlin, Heidelberg.
  • Giffinger, R., Fertner, C., Kramar, H., Kalasek, R., PichlerMilanoviü, N., & Meijers, E. (2007). Smart Cities: Ranking of European Medium-Sized Cities. Vienna, Austria: Centre of Regional Science (SRF), Vienna University of Technology. Available at http://www.smartcities.eu/download/smart_cities_final_report.pdf.
  • Cohen, B. (2012). What exactly is a Smart City? http://www.fastcoexist.com/1680538/what-exactly-is-a-smart-city,