Reşit Göğüş, 1954 Gaziantep doğumlu. Gaziantep’te 2 kez il şampiyonluğu yaşamış bir takım kaptanı ve beden eğitimi öğretmeni, Pelsan Aydınlatma Firma Sahibi Reşit Göğüş, 13 yıl basketbol ve hentbol hakemliği yapmış bir spor adamı.

Siz aynı anda spor ve lider bir aydınlatma şirketinin kurucusu ve yöneticisi olan kaç kişi tanıyorsunuz? Sanırım bizim tek örneğimiz Reşit GÖĞÜŞ .

2 başarılı evlat yetiştirip yoluna onlarla beraber devam eden Reşit bey’ in kızı Yurdem Göğüş Çoruhlu Boğaziçi Üniversitesi ve oğlu Yiğit Göğüş Koç Üniversitesi mezunu.

Aile ve iş dünyasındaki başarılarını birleştirerek, başarısını mutluluğa dönüştürmeyi başaran Sn M.Reşit GÖĞÜŞ ile sohbetimizi ilgiyle okuyacağınızı düşünerek paylaşıyoruz.

Nurşah SUNAY: Reşit bey, biliyorsunuz 2011 son çeyreği ve sonrasında 2012 yılının çok zorlu geçeceği konuşuluyordu. Hatta Pelsan aydınlatma firması bünyesinde Kerem Alkın’ın verdiği konferansta da bahsedildiği gibi bir netlikte ön görülemiyordu. 9.ayı bitirdiğimiz bu dönemde sektörümüz açısından sizin değerlendirmeniz nedir, bu yılı nasıl geçirdik?

Reşit GÖĞÜŞ: Aslında korkulduğu kadar kötü geçmedi. Makro ekonomistler değerlendirme yaptıklarında ilk önce dünyayı bir bütün olarak görüyorlar. Daha sonra Türkiye gözüyle bakıyorlar. Dünya gözüyle baktığınız zaman Avrupa’nın durumu içler acısı.

Amerika’ da iki sene öncesine kadar krizden çıkmak için çırpınıyordu. Avrupa ile Amerika krizdeyken Çin, Güney Kore, Hindistan gibi doğu ülkeleri onlara mal satamadılar ve arzu ettikleri gibi büyüyemediler.

Makro ekonomistler bunu gördükleri için zor geçecek dediler ama biz bu ülkeler kadar zorluk yaşamadık. Merkez bankasının temkinli açıklamaları da çok etkili oldu. Merkez Bankası Başkanı biraz fren yapınca, biz de dahil olmak üzere bütün iş adamları biraz endişe yaşadık.

Sonra baktık ki hayat devam ediyor, dünya dönüyor,sonra her şey normale döndü. Fakat aydınlatma sektörü 2012’ de bir patlama da yapamadı. 2010-2011 yıllarında 200 milyon dolar ihracat yapılmıştı.

Bu sene bu rakam 250 milyon dolar olmayacak maalesef. Rakamlar yine aynı olacak gibi. Yine de aydınlatma sektöründe hiçbir firma bu yıl çok geriledik demez diye düşünüyorum.Çıktığımız yurtdışı fuarlarda ,yaptığımız görüşmelerde Türkiye pazarının öneminin arttığını görüyoruz.

Sizce Türkiye’ deki üreticilerimiz için bu gelişme bir artı oluşturdu mu?

Benim gözlemim şu; yurtdışında özellikle Avrupa’ da bütün aydınlatma firmaları ciddi sıkıntı içerisinde. Sıkıntıda olunca yeni bir pazara açılmaya ihtiyaç duyuyorlar. Türkiye gibi büyük bir ülkeye gitmeliyiz diye düşünüyorlar.

Doğal olarak fuarlarda bunlar konuşuluyor. Ama bu yakınlaşmalar bize 200 milyonluk ihracatı 300 milyona çıkartamadı. Satış anlamında, ihracat anlamında rakamlar aynı kaldı. Önümüzdeki yıllar için ilk yatırımları yapılıyor. Gelecek yıllarda bunun faydasını görürüz diye düşünüyorum.

Bildiğim kadarıyla Pelsan’ın 3000’e yakın ürün çeşidi var. Artık bu sektörde yapılabilecek birçok şeyi Pelsan aydınlatma adına yaptınız.

Acaba Reşit GÖĞÜŞ’ ün önümüzdeki süreçte başka bir sektöre yatırım yapma planları var mı?

Bu benim ikinci mesleğim aslında Nurşah Hanım. Beden eğitimi öğretmeniydim ama yatırım anlamında hiçbir zaman başka sektör düşünmedim. Bugün bulunduğumuz yerdeki başarımızı da işimize odaklanmamıza bağlıyorum.

Aslında bu konuyu da hep merak ettim. Yani beden eğitimi öğretmenliğinden bu sektöre geçişiniz.. Biraz keskin bir geçiş, Peki bu nasıl oldu?

Bu tamamen Türkiye’ de ki iş hayatının, herkesin kendi mesleğini yapma fırsatı bulamamasından kaynaklanıyor. Beden eğitimi öğretmeniyken Van’ da görev yapıyordum ve çok mutlu yaşamım vardı. Tayinim çıktı.

Ben görev yaptığım ilde kalmak isterken devlet beni başka bir bölgede görevlendirmek istedi. Ben de tepkiyle, İstanbul’a geldim. Geldiğimde Klemens üreten bir akrabamla görüştüm. Onun da yardımlarıyla Bankalar Caddesi’ nde mütevazi bir şekilde sektöre ilk adımımı attım.

İlk ürününüz hangisiydi?

Apay Elektrik adında aydınlatma armatürlerinin boş sac kasasını yapan bir firma vardı. Orada bir floresanlı iki floresanlı armatürlerin sac kasalarını alıp satarak işe başladık.

1982 yılında önce onlara satmaya başladık. 1985 yılında ise sevilir ve satış yapabilir hale gelmiştik. Aynı dönemde büyük diyebileceğimiz bir aydınlatma firması kapandı.

Biz de bu firmanın makinalarını, kalıplarını, satın alarak bazı elemanlarını da bünyemize katarak, İmes’ te yeni bir yola girmiş olduk.

İlk mesleğiniz sebebi ile spora hala tutkuyla bağlı olduğunuzu Yurdem hanım’dan duyarım hep.. Gerçekten bu kadar aşık mısınız spora?

Basketbol topum daima arabamdadır. Önemli bir randevum yoksa mutlaka her sabah sporumu yaparım. En az 15 dakika da basketbol oynarım. Bu hayat tarzım ve vazgeçilmez bir hobim.

İstikrarlı bir ivmeyle yükselişi, kalite ve başarıyı yakalamanızın da bir sırrı olmalı.

Bizim en büyük özelliğimiz çok çalışkan olmamızdı sanırım. Ben günün 24 saati aydınlatma düşünürüm. Öyle ki, yatağımın baş ucunda bir defterim vardır. Uyandığımda aklıma bir şey geldiyse onu not alırım veya aklıma gelen armatürün resmi çizerim.

Buna hala bu şekilde devam ediyorum. Her olayın takipçisiyim. Çalışmanın, iş takipçisi olmanın yanında üç şeye çok önem veririm.

Birincisi çalışanlarımızın mutlu olmasına ve onlarla abi kardeş ilişkisi kurmaya, ikincisi müşterilerimize hızlı ve eksiksiz hizmet etmek için tahmin edemeyeceğiniz kadar çok stok bulundurmaya, üçüncüsü tedarikçilerimizi de incitmemeye ve desteklemeye.

Bunların bizim şirketimizin büyümesinde çok büyük katkısı oldu. Başka bir önemli değerimiz ise; asla yalan söylemeyiz.

İlk başladığımız seneler olan 1985-1986 yıllarında çalışan tüm arkadaşları topladım ve şöyle dedim: Müşterilerinize kötü mal gönderirseniz vebali size aittir. Bu bizim ilk kalite politikamız oldu. İkinci kalite politikamız 1992 yılında ortaya çıktı. Ortak pazar kalitesiyle Türkiye fiyatları!

Aydınlatma sektöründe son kullanıcının bilinçli tüketiminde ciddi zaaflar olduğu ortada. Bunun önüne geçmek için bazı girişimler yapılamaz mı?

Sadece fiyat odaklı bir algı tüm sektöre zarar verirken, bu konuda sektör olarak neyi eksik yapıyoruz ?

Bütün dünyada fiyat ve kalite ikilemi nedeniyle aynı sorun yaşanır. Almanya’ da, İngiltere’ de bu kadar fazla olmamak kaydıyla orada da bu sorunlar var. Bizim ülkemize baktığınız zaman görürsünüz ki, biz biraz batılıyız biraz doğuluyuz..

Ucuz olsun da ne olursa olsun, diyen insanlarımız var. Pahalıyı gösterip ucuzu satan tüccarlarımız da var. Çok küçük kalite farkına çok yüksek fark isteyen üreticiler ve satıcılarımız da var.

Ürün gerçekten kaliteli belki ama bu kalite farkı %3. Üretici öyle bir bedel istiyor ki ürün 30 sene çalışsa o parayı amorti edemez.

İyi ürünü makul fiyatla sunmak gerekir. Genelde bütün aydınlatmacılar aynı şeyi yapıyor. İnanıyorum ki zaman içinde aydınlatmacılarımız da bilinçlenecek, halkımız da. Herkes dürüst davranacak. O zaman hepsi düzelir. Serbest pazar ekonomisi dedikleri de bu zaten. .

Pelsan Aydınlatma olarak denetim ve belgelerin yeterli olduğunu düşünüyor musunuz?

Bu konular bizim gücümüzün yetmeyeceği işler. Çiller zamanında Pelsan ile Avrupa’yla gümrük birliği anlaşması yaptık. İster istemez onların koşulunda mal almak ve onların koşullarında mal üretmek zorundayız.

Reşit Göğüş Çin ithalatı Hakkında Ne Düşünüyor ?

Çok çeşitli kötü mallar geliyor ama bu Çin’linin kabahati değil ki..Bizim Türk ithalatçı gidiyor, ne olursun ucuz olsun diyor. Bu sefer onlarda sacını kartondan yapabilir miyim, alüminyumunu plastikten yapabilir miyim diye düşünmeye başlıyor.

Aslında bu kabahat bizim. Biliyorsunuz Türkiye’ de ampul imalatı yok. Biz Çin’den 3 Wattlık LED ampul getirdik. 1 metreden ölçüyoruz 270 lüks veriyor. Piyasadan aldığımız aynı ampulün eş değeri 70 lüks veriyor. Çok ciddi bir fark var.

Ama yine de bizim ürünümüzü onlardan %25 daha pahalı satma şansımız yok. Ucuz ve çok sayıda satalım diye 2.kalite 3.kalite ürün de getiremeyiz.

Aydınlatma işine ilk başladığım yıllar olsaydı belki bu hatayı bende yapardım. Öğrendikçe, aydınlatma işinin içine girdikçe 2.kalite 3.kalite ürünler kullanmamamız gerektiğini öğrendik.

Peki şimdi bir dakikalığına aydınlatmayı da Pelsan’ı da bir kenara bırakalım. Sizin “Reşit Göğüş” olarak yapmak istediğiniz bir hayaliniz var mı?

Ben hayatında her hedefini başarmış bir insanım. Öğretmenlik yıllarımdan beri böyleyim. Son başarım ise çocuklarımla birlikte çalışmak.

Benim hayalimdi, bunu çok arzuluyordum. Beni az çok tanıyanlar bu çocuklar gelirse burada çalışmazlar diyordu.

Çünkü Yurdem hanım Boğaziçi üniversitesi, Yiğit bey Koç üniversitesi mezunu. Çok iyi eğitim aldıkları için profesyonel hayatı tercih edebilirlerdi.

Bundan sonra önümüzdeki hedefimiz çok hızlı bir şekilde kurumsallaşmak. Ondan sonra da Yiğit bey ve Yurdem hanıma şirketi devretmek istiyorum. Onlara kararları tek kişinin vermediği kurumsal bir şirket devretmek istiyorum

Peki bu hedefiniz de başarıya ulaşırsa Reşit Göğüş sonrasında ne yapacak. Aslında Benim merak ettiğim Reşit bey 24 saatini işe verirken, hayatta ıskaladığı bir şeyler var mı ya da ihmal ettiği?

Benim liderlik konusunda danıştığım bir koçum var. Onunla yaptığımız çalışmalarda ihmal ettiğim birkaç şey çıktı aslında.

Mesela öğretmenlik yıllarımdan bu yana her sene en az 10 tiyatro oyunu izlerdim. Son 2-3 senede bunu 3 ya da 4’e düşürdük.

Futbol maçını izlemeyi çok sevmezdim son 2 senedir Galatasaraylı İş Adamları Derneği’nin üyesiyim o yüzden fazla izliyorum.

Televizyonda basketbol, voleybol maçlarını çok izliyorum. Tiyatro ve sanata olan ilgimi beslemek konusunda biraz eksiğim olduğunu düşünüyorum

Bildiğim kadarıyla Pelsan’ ın sosyal sorumluluk projeleri çok fazla. Reklamlar, sektörel buluşmalar ve konferanslar, bayi toplantıları, sosyal medya vs.. tüm bu çalışmalarla önemli bir misyon yükleniyorsunuz ve birçok firmaya da örnek oluyorsunuz.

Marka lansmanı bu anlamda tamamdır bence. Üretim ve satış da zaten sorun yok. Bir sonraki aşama borsa olur gibi düşünüyorum size bakınca. Bu hiç aklınızdan geçti mi?

Bunu danışmanlarımız da çok istiyorlar ama benim zamanımda olmaz diye düşünüyorum. 100 yıl önce Gaziantep her ırktan insanın olduğu bir şehirdi. İnsanlar ya orada yaşıyorlar, ya yolları oradan geçiyordu.

Dolayısıyla Gaziantep’ teki alışveriş parayla oluyordu, vade diye bir şey yoktu. Bende böyle çalışan biriyim.

Borsa için alt yapı çalışmalarını olgunlaştırıyorum. Benden sonra bayrağı alacak iki tane eğitimli insan şirket yönetiminde olduktan sonra isterlerse borsaya girebilirler, şirket satın alabilirler, ortaklık yapabilirler eğer uygun görürlerse ama benim yönetimimdeyken olmaz.

Danışmanlarımız hem şirket değerlendirmemizi yapıyorlar hem de bizi yurtdışındaki firmalarla ortaklık yaptıracak şekilde hazırlıyorlar. Ama bunun kararını gençler verecek.

Yurdem Göğüş hanım uzun yıllardır sizin yanınızda. Pelsan aydınlatma ile benim beynimde ismi özdeşleşmiş durumda. Şimdi ekibe Yiğit bey’de katıldı.

Bence çok şanslı bir babasınız. Sektörde ekibe hakedilmiş bir katılımla giren aile üyeleri örneği çok da fazla değil..

Kendi bünyenizde yaptığınız ödül törenini çok merak ediyorum. Hazırlıklar ve tarih ne zaman?

Bu yıl için bütün çalışanlarımıza çok şık bir takım elbise yaptırdık. Hepsi koyu renk, müsteşar kıyafeti gibi. Anlayacağınız bu seneki yapacağımız ödül törenine 500 tane müsteşarla beraber katılacağız.. Tüm çalışanlarımız çok şık olacaklar.

Bu sene bittiğinde ödüller belli olacak. Mart ayında büyük bir salonda yapacağız. Geçen seneki çok şık oldu. Bu seneki daha şık olsun istiyoruz. Bu etkinlikler şirket ilişkilerini, motivasyonunu arttırıyor, mahallesindeki diğer çalışanlara karşı kendini farklı hissetmesini sağlıyor.

Bunun dışında 2013’te fark yaratacak projeleriniz var mı..

Projelerimiz çok fazla. Birinden bahsedeyim; geçen sene bir Urfa seyahatim oldu. Orada beni endüstri meslek lisesine götürdüler.

Çok gerilemiş bir elektrik laboratuvarı vardı. 20 yıldır hiçbir şey alınmamış. Bu olaydan hareketle endüstri meslek liselerinin elektrik laboratuvarlarına yönelik bir çalışma önümüzdeki yılın projesi o olacak.

Bunun için seçtiğiniz bölge var mı?

Önce İstanbul’ dan 10, Anadolu’ dan 10 tane endüstri meslek lisesinin laboratuvarlarını kullanılabilir hale getirmek istiyoruz. Aydınlatmalarını değiştireceğiz.

Bundan sonra 20 tane ve böyle devam edecek. Böylece hem bütün endüstri meslek liseleriyle Pelsan’ ın iç içe geçmesini sağlayacağız, hem de öğrenciler aydınlatma aygıtlarını görerek öğrenecek.

Yani demek oluyor ki yarının yöneticileri sizinle büyüyecek. Sizin bu konularda çok fazla sorumluluk hissettiğinizi gözlemliyoruz. Bunun gibi başarılı iş ve projelerinizi tebrik ediyor, hızla sürmesini diliyoruz.

Röportaj: Sektörüm Dergisi Nurşah SUNAY