İnsan için gücü, güçlüyü sever derler. Ben buraya ‘’ o güç ancak kendindeyse’’ şerhi düşüp kabul edeceğim. Yoksa hiç kimse bölüşülmeyen gücü sevmez hatta elinde bulunduran kişi, fayda sağlayamadığı biri ise nefret de eder..
Günümüzde bireyin bu hastalıklı tutumu iş dünyasındaki etkileşimlere de sirayet ediyor elbette..
Tarih boyunca olduğu gibi..
Biz kraldan çok kralcıların bu türünü konu edip, ilkesizlikleri nedeniyle, bir dönem kısa vadeli kazanımlar sağlasalar da, bu tip hikayelerin sonunun tarih boyunca giyotinde bittiğini kendilerine hatırlatalım. Bunun çok örneğine de şahit olduğumu ifade etmeliyim..
Kralların ülkesi işidir, işletmesidir. İyi bir ekibinin olması çok önemlidir. Bunu oturtmak zordur ama daha da zor olan şey; bu ekibin genellikle en liyakatsizinin, kralcılığı sebebiyle en parlak konuma gelmesini engellemektir.
Kralcı, gerçekte öyle olmadığı halde; patronu ve cebini en çok düşünen, işletmeye en yüksek sadakati gösteren kişi olarak görünmeyi ustalıkla başarı yetisine sahiptir.
Bu kişi ciddi bir pozisyona getirdiğiniz müdürünüz, kurumun marka yüzünü emanet ettiğiniz iletişimciniz ya da sadece asistanınız olabilir.
Görev, donanım, yeterlilik ve pozisyonları farklı olsa da kralcılıkları onların ortak özelliğidir. He- men hepsi, dışarıdan bakan biri için patronu annesinden bile daha çok düşünüyordur.
- Peki ya gerçekte öyle mi?
- Bu kralcılar hakikatte kralını mı sever, oturduğu tahtı mı?
Gücü en çok sevenlerdir muhakkak. Ve kralını da, gücünü kendi elinde tutabildiği sürece sevecektir.
İyi birer manipülatör oldukları için patronu devamlı surette _telkinlerine uyarsa_ hep fayda göreceklerine inandırarak nemalanırlar. Bu yüzden de konu ve içerik ne olursa olsun; patronlarının, çıkarlarını tehlikeye atacak hiçbir ilişki içinde bulunmasın isterler.
Özetle; ne kurum, ne marka ne de kralın kendisi umurlarındadır..
Belli bir oranda hakimiyet kurdukları güçten mahrum olmak istemezler, kaybetmekten kor- karlar hepsi bu..
Eğer siz bir kralcıysanız, yazıyı bu bölüme kadar okumuş olamayacağınıza eminim. Ama siz bir kralsanız bir gözlem ve tavsiye olarak şu notu iliştireyim;
Şirketiniz için alacağınız her tür kararda ya da sorumluluğunu üstlendiğiniz her adımda; meclisinizle (ekibinizle) oturun, konuşun, dinleyin araştırın ve düşünün.. Ama kralcının duygusal manipülasyonuna kapılmadan, son aşamada kararı mutlaka kendiniz alın!..
İhtimaldir ki; siz kafasını kesip hikayenin sonu giyotinde yazılmadan önce, bir kralcı şirketi batıracak fırsatlar da yakalayabilir..
Gelecek ay görüşmek üzere..