2 yıldır yoğun bir faaliyetle laboratuvar hazırlıklarını tamamlayan Arlight, kendi ürünlerini test etmenin yanı sıra sektördeki üretici firmalara da hizmet veriyor. Akredite olmak için gerekli yapılanmayı da bitirmek üzere olduklarını da belirten Arge Yöneticisi Adil GÜRBÜZ, sektördeki her üreticiyi, tesisi inceleyip, testler ile ilgili teknik bilgi almak üzere fabrikasına davet ediyor.
Nurşah Sunay: Adil bey Arlight’ ın çok fazla ürün gamının olduğunu biliyoruz. Ürün başlıklarından ve ürün tasarımındaki özel çalışmalarınızdan söz eder misiniz ?
Adil Gürbüz: Arlight’ta genel olarak iç mekan aydınlatma armatürleri üzerinde durulmuş yapı var. İç mekanda teknik aydınlatmayla yola çıkan bir yapımız var. Günden güne ürün grupları değişiyor ve yeni teknoloji ledler ortaya çıkıyor.
Diğer firmalardan farkımız dizayn olarak farklı yapıya sahip olmamız. Ürünlerimizin %30-40’ı standart vazgeçilmez ürünler ama şirketi kurumsal olarak ayıran farklı ürünlerimiz daha ağırlıklı. Bunlar üniversitelerdeki mimarlarla, özel tasarım firmalarıyla çalıştığımız ürün gruplarımız. Ancak kendi bünyemizde de tasarım ve iyileştirme çalışmalarımız var.
Arlight aydınlatma’nın en büyük özelliği tavanda bir hareketlilik yaratıyor olmasıdır. Aydınlanmak tabii ki önemli ama mimarlar tavanda standart bir armatür istemiyor. Konsept serilerimizi, daha dünyanın hiçbir ülkesinde yokken ilk olarak 2006 yılında çıkarttık.
Ufacık bir çizgiyle armatürün üzerinde çok farklı bir etki yarattık ve bu ürünle beş senede çok iyi pazar payına sahip olduk. İlk olarak hastane ve bankalarda kullanılmaya başlandı. Sonra bu konsept serisi misyonunu tamamladı diyerek yeni tasarımlar hazırladık.
Bu yeni fikir ise üç boyutlu ürünlerimiz oldu. Artık tavanlarda bir hareketlilik var ama biz biraz daha nasıl farklılaştırırız diye düşündüğümüzde bu fikre ulaştık. Klasik armatürler enlem ve boylamdan ibaret.
İşin içine üç boyut girince ve sistemlere çok kolay uygulanınca, 60×60 dediğimiz ürünler yeniden canlanmaya başladı. Ürünün tasarım estetiği ve montaj kolaylığı sebebi ile 60*60 ürünler önümüzdeki beş sene daha devam edecek diye düşünüyorum.
Dış mekanla ilgili ürün tasarlıyor ya da yatırım düşünüyor musunuz?
Dış mekan aydınlatma çok farklı bir yatırım. Bazı firmalar her türlü armatürü yapıp satmaya çalışıyor. Bizim gerçekten iyi bildiğimiz bir alan var ve bu alanda profesyoneliz. Bu gücümüzün dışına çıkmak istemiyoruz. Dış aydınlatma yalnızca dekoratif amaçlı ürünlere sahibiz.
Ürünlerinize led sistemi ne ölçüde uyguluyorsunuz?
Led Türkiye’de çok popüler bir aydınlatma. Aydınlatma ışık kaynağı diyelim. Avrupa’da insanlar hala led kullanmaya karşılar. Ama Türkiye’de insanlar ciddi anlamda ledli armatür istiyorlar.
2009 yılının sonlarından beri ledli armatür geliştirme çabasındaydık ama hiçbir zaman bu armatürü yaptık bitti piyasaya sürelim gibi bir gayemiz olmadı. Çünkü led tamamen farklı bir ışık kaynağı ve her gün yeni bir led uygulaması ortaya çıkıyor.
Bu hıza ayak uydurmak zor olduğu için insanlar buna temkinli yaklaşıyor. İki senedir yoğunlaştığımız Ar-ge çalışmaları ile ürün grubumuzu çıkartmaya çalıştık. Laboratuvar kurulmadan da bir şey ölçmeden de insanlara doğru ürün sunduğunuzu söyleyemezsiniz.
Armatüre bakarak onun kaliteli olup olmadığını, verimli olup olmadığını bilemezsiniz. Dolayısıyla bizim led çalışmalarımız bu laboratuvarı kurduktan sonra hızlandı.
Bunun takibinde de iki senelik çalışmanın sonunda ciddi bir ürün gamı ortaya çıkarttık. İç mekanda da insanın ihtiyacını karşılayabilecek her ürüne sahibiz. Önümüzdeki aylarda ya da yıllarda şimdiden alt yapısını hazırladığımız ürün grupları var.
Onları hala çıkartmıyoruz. Led kaynaklı aydınlatma armatürü gerçekten ucuz değil. Türkiye’de alıcı bir liranın pazarlığını yaparken, normal armatürle ledli armatürün arasında üç katı farkı duyunca işler değişiyor. Gerçekten ne istediğini bilenler elbette alıyor.
Bazı mimarlar geliyor ve bir ürün beğeniyor. Ürünün kendi içinde getirmiş olduğu fiziksel özelliklerden dolayı verimliliği düşük olan ama mimari olarak son derece şık, sadece görsel amaçla hazırlanmış ürün olduğunu söylüyor, gerekli bilgilendirmeyi mutlaka yapıyoruz. Genel aydınlatma olarak kullanmanızı tavsiye etmiyoruz diye insanları bilinçlendiriyoruz.
Seçkin bir aydınlatma laboratuvarınız olduğunu görmek sektör adına bize gurur veriyor. Bu laboratuvarın hazırlık sürecini anlatır mısınız?
2007-2008’de ilk çalışmalara başlandı. 2010 Ocak ayında faaliyete geçtik. Eskiden laboratuvarımız 20 m2 üzerinde kuruluydu ve sadece genel teknik sorunlar üzerine ölçümler yapılıyordu. Sonra bir aydınlatma armatürünü ölçmeye her türlü kabiliyetimiz olsun istedik.
Ölçmediğiniz hiçbir ürünü değerlendiremezsiniz. Bunun farklı farklı adımları var. Bir aydınlatma armatüründe yapılması gereken test ve ölçümleri tüm üreticilerin yapması lazım. Sadece TSE’ye göndermek ya da sertifikasını almak yetmez. Bu ürünü ölçmeniz değerlendirmeniz lazım.
Oraya giden ürünlerde aynı ölçümleri TSE’de yapıyor mu?
Elbette yapıyor ama yeterli olduğunu söylemek doğru değil. TSE’ye sadece bir ürün grubunda bir armatür gönderiyorsunuz, testten geçiyor. Ama bunun daha alt ürünleri var. Bazı şeyler değişebiliyor.
O yüzden çok kapsamlı bir laboratuvar kurduk. Bu testleri yapan, sertifika veren özel şirketler ve bağımsız firmalar olabilir ama aydınlatma armatürü üreten bir fabrikada bu kadar kapsamlı bir laboratuvar yok.
Türkiye’de aydınlatma armatürünün verimi ile ilgili bir ibare şartnamelerde yer almıyordu. Sektörde de bu anlamda bir bilinçten söz etmek mümkün değildi. Biz seminerler düzenleyerek müşterilerimize bu kültürü aşılamaya başladık.
Avrupalı bunu 1980’lerden beri yapıyor. Bir aydınlatma armatürünün verimi aslında çok önemlidir. Sizin paranızın karşılığını aldığınız ışık değeridir. Siz yüksek fiyatlı bir armatürü kaliteli olduğunu düşünerek satın alabilirsiniz ama armatürün verimi %20 ise işinize yaramayacaktır. Bu sebeple müşterilerimizi bilinçlendirmeye başladık.
Artık armatürün verimi konuşulmaya başlandı. Artık müşteriler, kopyala yapıştır yöntemiyle Avrupa ürünlerinin belgelerinden alınan değerlerle yetinmiyor, sonuç ve belge istiyor.
Yani Arlight ölçüm yaptığında talep eden firmalara sertifika da verebiliyor ..
Zaten bu laboratuvarı kurarken sektörümüzdeki tüm firmalara hizmet vermeyi de amaçladık. Bu çapta bir yatırım kolay değil. Madem ki bu yatırımı yaptık, talep eden her sektör temsilcisinin ihtiyaçlarını da karşılayabiliriz.
Şirket olarak ne kadar doğru yolda ilerlediğimizi tüm sektör biliyor. Her şeyi ölçerek ve tartarak işlem yapıyoruz. Bize güvenen firmalar zaten testlerini yaptırmaya başladılar. Talebi olan ve laboratuvarımızı duyan firmalar gelip geziyor her test aletini görüyor.
Biz sektörde bu anlamda güven problemi yaşamıyoruz. Testi geçemeyen ürün olduğunda tüm teknik verileri ve bilgileri ile beraber nedenlerini ürün sahibine anlatıyoruz. Bu sayede doğru ölçüm yaptığımızı anlıyorlar.
Yine de hizmeti alacak firmada en ufak bir soru işareti oluşturmamak adına yapılacak en iyi şey akreditasyon. Laboratuvar bünyesi olarak akredite olduğumuz zaman yaptığımız tüm ölçüm ve deneyler dünya çapında geçerliliğe sahip olacak.
Kendi armatürlerimizi de ölçtüğümüzde, düşük çıkarsa ürünü derhal iyileştirmeye almamız tarafsızlığımızın en güzel göstergesi. Bu konuda her türlü eleştiriye açığız. Ürün kötüyse tamamen imalattan bile kaldırabiliriz.
Akreditasyon süreci çok uzun süren aşama ama hazırlıklarımız hızla sürüyor. Laboratuvarı kurduktan sonra hemen akredite olalım dedik ama bu sadece küre ölçümleri değil TSE’nin yaptığı tüm ölçümlerde olsun istedik. Yoksa biz sadece iki makine de akredite olmayı isteseydik çoktan olmuştuk.
Peki akredite olacağınız dönem için öngörünüz nedir?
Bir yıldır bununla uğraşıyoruz. Bu çalışmanın en önemli kısmı dökümantasyon. Öncelikle dökümantasyonu çok iyi tanımlamanız gerek. Hazırlık dönemi elbette uzun sürüyor; teknik prosedürler var. Her şeyin gayet açık ve net olması gerekiyor.
Akredite laboratuvar olmanın en büyük özelliği hiçbir şeyin gizli kalmamasıdır. Dışarıdan gelen firmanın bilgilerini gizlemek gibi bir prensibimiz zaten var ama akreditasyon olmadığı için ne kadar güvenli olursa olsun insanlar ‘’acaba’’ diye düşünebilir. İşte biz akreditasyonu bu acabanın önüne geçmek için istiyoruz. Arlight’ın hep farklı ve düzgün bir çizgisi oldu. Ne iş yaparsak yapalım bu çizgiyi korumak bizim için en önemli esastır.
Adil bey, bu seçkin laboratuvar için şahsınızda tüm Arlight ailesini tebrik ediyoruz. Son olarak okuyucularımıza söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Bu laboratuvara gerçekten çok emek, maddi kaynak ve zaman harcadık. İsteyen herkesin burayı ziyaret ederek, test aletlerini ve süreçlerini görebileceğini söylemek istiyorum. Gelsinler, gerekli bilgiyi verelim ve sektörde ihtiyacımız olan bilinçlenmenin bu adımını birlikte tamamlayalım.
It Is Not Possible To Define The Quality Or Efficiency Of A Luminary Without Testing It..
Having completed its laboratory by 2 years of intensive work, Arlight, now, serves the manufacturing companies of the sector as well as testing its own products.
R&D director, Adil GÜRBÜZ says they have almost completed the required structuring to be accredited and invites all the manufacturers in the sector to his factory in order to examine the facility and receive technical information about the tests.
We know that the product range of Arlight is a wide one. Will you tell us about the product categories and your special studies in product designs?
In Arlight, there is an inclination toward indoor lighting luminaries. We have a formation that sets off from technical lighting in indoors. As the days go by, the product groups are changing and new technology leds come up.
Our difference from other companies is that we have a different structure in terms of design. 30-40% of our products are standard and indispensable ones but the products, which differentiate our company in a corporate way, are more common. These are the product groups that we work on in cooperation with architects at universities or special design companies. Moreover, we also have studies of designing and improving within our structure.
The most prominent feature of Arlight is that it creates action in the ceiling. Lighting is definitely important, yet the architects do not want a standard luminary on the ceiling. We developed our concept series in 2006, when there were no examples of it around the world. We created a very different effect on the luminary with a tiny little line and we have gained a very good piece of market share with this product in 5 years.
It was, initially used in hospitals and banks. Later, we thought this, concept series completed its mission and we developed new designs. The new idea was our three dimensional products. Now there is movement in the ceilings, but when we thought how we could make it more different, we came up with this idea.
The conventional luminaries comprise of latitudes and longitudes. When three dimensions came in and the systems were easy to apply, the products that we call 60×60 started to revive. Because of the products’ design aesthetics and installation convenience, I believe 60×60 products will be around for 5 more years.
Do you design or plan to invest outdoor product
Outdoors is a very different investment. Some companies struggle to produce and sell every kind of luminaries. We are really competent with an area and we are professionals in this area. We don’t want to get out of this power. We have only decorative products for outdoors.
How much led system do you apply on your products?
Led is a pretty popular way of lighting in Turkey. We can call it a lighting source. In Europe, people are still opposed to the use of led. But in Turkey, a significant number of people demand led luminaries.
We have been putting effort in developing a led luminary since the end of 2009 but we have never had a desire like “we have done it, it is completed, let’s put it on the market”. Because led is whole different source of light; everyday another led application comes out. As it is hard to keep up with this pace, people are cautious with this.
We have tried to form our product group by the R&D studies that we have been focusing on for 2 years. You cannot tell whether you offered the proper product to the people without building a laboratory and making tests. You can’t tell a luminary is of high quality or energy efficient by just looking at it.
Consequently, our studies on led gained velocity right after we built this laboratory. Later on, we formed a serious product range as a result of a two-year study. We have all the products to respond to people’s needs in internal lighting. For the months and years to come, we have product groups that we prepare the infrastructure for now.
We don’t put them on the market now. Led sourced lighting luminaries are not really cheap. While the buyer negotiates for 1 lira in Turkey, they are baffled when they hear the 3 times higher cost of led luminaries than regular luminaries. Of course, the ones, who really know what they want, buy them.
Some architects come by and pick a product. Although the product’s energy efficiency is low because of the physical qualifications within its body, it is very elegant in the architectural way. Then we tell them that it is a product, which is developed for aesthetical purposes, and give the necessary information. We give the people consciousness by advising them not to use the products for general lighting.
Seeing you have an elite laboratory, makes us proud in the name of the sector. Could you tell us about the preparation process of this lab?
The preliminary studies started in 2007-2008. We became operational in 2010. Our former lab was built within 20 m2 and only technical problems of general sense were measure. Then we wanted to be able to measure a lighting luminary.
You can’t evaluate a product without doing the necessary measurements. This has various steps. The required tests and measurements on a luminary are supposed to be done by all the manufacturers. It is not enough to send it over to TSE and receive a certificate. You need to measure and evaluate this product.
Does TSE do the same measurements on the products that are delivered?
It sure does, yet we can’t call it adequate. You deliver a luminary from a product group and it undergoes the test. But there are sub-products. Things can vary. For that reason, we have set up a comprehensive lab.
There may be companies or independent organizations that do similar tests and gives certificates but there is no lab as comprehensive as ours in a lighting luminary production facility. The efficiency level of the luminary didn’t use to exist on lists of specifications in Turkey. It was hard mention consciousness about this in the sector. We started to infuse this consciousness to our customers by holding seminars. The Europeans have been doing this since the 80s.
The efficiency of a lighting luminary is actually very crucial. It is the lighting rate that you receive in exchange for your money. You can buy a high-price luminary, thinking that it is a good one, but if the efficiency of the luminary is 20%, it won’t be of any use to you. For this reason we started to make our customers conscious.
The efficiency level of the luminary started to be debated over. Now the customers do not settle down with the values obtained by copying & pasting from the certificates of European products; they demand results and documents.
So Arlight can give certificates to the firms, which demand, when it does measurements..
We aimed to serve all the companies in our sector, while we were founding this laboratory. An investment of this size isn’t an easy one. Now that, we have made this investment, we can supply for the needs of every sector representative.
The whole sector knows that we are on the right path as the company. The firms, which counts on us, have already started to have their tests done.
Hearing about our laboratories, firms with demands, come, have a tour around and see each testing device. We don’t experience trust issues in this sense. When there is a product, which fails the tests, we tell the reasons to the product owner with every technical detail. This is how they know we do the tests accurately.
Nonetheless, the best way to wipe away all the doubts in the firms, which will receive service, is the accreditation. When we gain accreditation as the laboratory, all the measurements and experiments will be acknowledged worldwide. The best indication of our objectiveness is that we, immediately, take the product in for improvements when our own products get low result from the tests.
We are open to any kind of criticism. If the product is bad, we can even abort its production. The process of accreditation is a long one but our preparations are going on fast. We thought we could get accredited when we established the lab but then we thought this should not only be for globe measurements but also for every test that TSE employs. I mean, if wanted to be accredited for only two machines, we have been so long ago.
And what is your prediction on the time of accreditation?
We have been dealing with this for a year now. The most important part of this study is documentation. First, you need to define documentation very well. The time of preparation lasts long for sure; there are technical procedures
. Everything must be very clear and explicit. The biggest part of being an accredited lab is that nothing can stay as a secret. We already have a principle of preserving the identity of the companies, which come to us, but as there is no accreditation, people will have doubts however secure it is.
We would like to prevent these doubts with accreditation. Arlight has always had a different and robust image. The most important principle for us is to preserve this image no matter what we do.
Adil, thank you in the name of all Arlight family for this elite laboratory. Finally, do you have anything to say to our readers?
We have really spent very much effort, financial resources and time on this laboratory. I would like to say that anybody, who wants, can visit here and see the testing devices and processes. Let them come, let us give the necessary information and let us complete this phase of the consciousness that we need in the sector