elektrikli-araclarin-genel-ozellikleri-ve-gelecegi-2 kopya

İçinde bulunduğumuz yüzyılda, otomobil sektöründe emisyonların azaltılması ve çevre dostu araçların yaygınlaştırılması için yeni adımlar atılmaktadır.

Bunun için alternatif yakıtlar (elektrik, hibrit, biyodizel vb.) ön plana çıkmaktadır. Bilinenin aksine aslında elektrikli araçların başlangıç eğrisi 1830’larda İskoç mucit Robert Anderson’ın ilk elektrikli aracıyla başlamaktadır.

Fakat elektrikli araçlar, ticaretteki rekabetlere kurban giderek, içten yanmalı motorlardan daha önce geliştirilmesine rağmen petrol rezervlerinin fazlalığı nedeniyle geri planda kalmıştır.

Şimdilerde ise dünya genelinde çevre kirliliğini azaltmak ve enerji tasarrufu sağlamak için ciddi bir alternatif olarak görülmektedirler. Bu tür araçlar, benzin veya dizel yakıtla çalışan araçlara göre çok daha az emisyon üretirler ve enerji maliyetleri de daha düşüktür.

avrupa-yesil-antlasmasi-gorsel-2

Elektrikli araçlar genellikle batarya veya hibrit sistemlerle çalışırlar. Bataryadan alınan elektrik, elektrik motoru ile mekanik enerjiye dönüştürülmektedir. Otomobil tahrik sistemleri sayesinde mekanik enerji tekerleklere aktarılır ve hareket sağlanmaktadır.

Batarya elektrikli araçlar (BEV), sadece elektrikli enerji ile çalışırlar ve genellikle birkaç saat içinde tamamen şarj edilirler. Hibrit elektrikli araçlar (HEV) ise benzin veya dizel ile birlikte elektrikli enerji kullanırlar.

Bu tür araçlar, genellikle daha uzun mesafeler için daha uygun olarak kabul edilirler. Elektrikli araçlar kullanılan sistemlere bakılarak temel olarak üç gruba ayrılmaktadır:

  1. Tümü elektrikli araçlar,
  2. Hibrit elektrikli araçlar,
  3. Yakıt hücreli araçlar.

Her sistemin veya yeni geliştirilen teknolojilerde olduğu gibi elektrikli araç teknolojisinin de kendi içinde avantajları ve dezavantajları vardır. Bunları da aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz.

yillara-gore-benzinli-dizel-ve-elektrikli-araclarin-artisi-2

Elektrikli Araç Teknolojisinin Avantajları

  • Düşük Emisyon: Elektrikli araçlar sadece elektrikle çalıştığı için benzin veya dizel yakıtı kullanmadıklarından dolayı çok daha az karbondioksit ve diğer zararlı emisyonlar üretirler. Bu, çevre kirliliği azaltmaya ve hava kalitesini iyileştirmeye yardımcı olur.
  • Düşük Enerji Maliyeti: Elektrikli araçlar, benzin veya dizel yakıtına göre çok daha ucuz bir enerji kaynağı olan elektrikle çalıştığından, araç sahipleri için düşük maliyetli bir seçenek sunar.
  • Sessiz Çalışma: Benzin veya dizel motorların yaptığı gibi gürültü üretmezler. Bu, şehir içi sürüşlerde rahatlık sağlar ve kentsel alanlarda gürültü seviyesini azaltır.
  • Düşük Bakım Maliyeti: Motorları daha az parçaya sahiptir ve bu parçalar daha az sıklıkla değiştirilir. Bu, araç sahipleri için daha düşük bakım maliyetleri anlamına gelir.
  • Yüksek Performans: Benzin veya dizel motorlarına göre daha yüksek bir güç-ağırlık oranına sahiptir. Bu nedenle, araçların hızlanma ve manevra kabiliyeti artar.
  • Uzun Vadeli Enerji Güvenliği: Benzin veya dizel yakıtına göre dışa bağımlılığı azaltır ve ülkelerin enerji kaynaklarının yüzde 80’i yerli üretimden sağlanır. Bu, ülkenin enerji güvenliğini arttırır.

Elektrikli Araç Teknolojisinin Dezavantajları

  • Yüksek Maliyet: Hala benzin veya dizel araçlara göre daha pahalıdır. Bu, araç satın almak isteyenler için bir engel oluşturabilir.
  • Kısa Menzil: Benzin veya dizel araçlara göre daha kısa bir menzile sahiptir. Bu, araçların daha sık şarj edilmesi gerektiği anlamına gelir ve araç sahipleri için daha fazla planlama gerektirir.
  • Yetersiz Şarj İstasyonları: Elektrikli araçlar için yeterli sayıda şarj istasyonlarının olmaması, araçların daha sık şarj edilmesini zorlaştırabilir. Bu durum günden güne geliştirilen batarya kapasiteleri ve şarj istasyonlarının sayısı ile dezavantaj olmaktan kısa sürede çıkacak bir maddedir.
  • Batarya Sorunları: Elektrikli araçların bataryaları, benzin veya dizel araçların motorlarına göre daha hassas ve daha sık değiştirilmeleri gerekir. Maliyetin artmasına sebep olan gerekçelerden biridir ve kısa sürede bu madde de dezavantaj veya sorun olmaktan çıkacaktır.
  • Uyumlu Olmayan Şarj Cihazları: Benzin veya dizel araçların şarj cihazları ile uyumlu olmayabilir. Bu durum kurulacak şarj istasyonlarında dikkate alınacak durumlardan biridir ve kullanımın artmasına bağlı olarak sorun olmaktan çıkacaktır.

Belirtilen dezavantajlara bakıldığında, son yıllarda ülkelerin yeşil ticaret ve sera gazında net sıfıra geçme hedeflerinde açıkladıkları eylem planları göz önüne alındığında, piyasaya çıkan elektrikli araçların sayılarında ve kullanımlarındaki artışla beraber bu sorunlar çok hızlı bir şekilde ortadan kalkmaktadır. Ülkemizde de bu konu ile ilgili önemli gelişmeler olmaktadır.

Türkiye’de de elektrikli araçlar konusunda son yıllarda ciddi adımlar atılmıştır. Bunun en önemli nedenlerinden biri Paris İklim Antlaşması’dır.

Bu antlaşmada elektrikli araçların kullanımının yaygınlaşmasını ön plana getiren ifade en kısa haliyle şu şekildedir: AB, Paris İklim Anlaşması’nın hedefleri ile paralel şekilde 2030 yılına kadar sera gazı emisyonlarını, 1990 yılı seviyesine göre en az %40 oranında azaltmayı hedeflemektedir.

Bu oran daha sonra Avrupa İklim Yasası’nda güncellenerek, 2030’da 1990’a kıyasla en az %55’lik emisyon azalımı hedefi olarak belirlenmiştir. Aynı zamanda, 2030’a kadar AB enerjisinin %33,1-%33,7’sini yenilenebilir enerjiden sağlama ve enerji verimliliğini %32,5 artırma hedefi belirlenmiştir.

Küresel emisyonların %16‘sını karayolu taşımacılığının oluşturduğu düşünüldüğünde, elektrikli araçlar bu durum için önemli bir teknolojidir. Elektrikli yolcu arabalarının popülaritesi de her geçen gün artmaktadır. Elektrikli araç satışları 2021’de bir önceki yıla göre ikiye katlanarak 6,6 milyona ulaşmıştır.

dunyadaki-elektrikli-arac-satislari-hizlaniyor-2

2012’de dünya çapında sadece 120.000 elektrikli araç satışı oldu. 2021’de her hafta bundan daha fazlası satılmıştır. 2021’de küresel otomobil satışlarının yaklaşık %10‘u elektriklidir, bu da 2019’daki pazar payının dört katı olarak hesaplanmıştır.

Bu, dünya yollarındaki 2021’deki toplam elektrikli araç sayısını 2018’deki miktarın üç katına çıkarak yaklaşık 16,5 milyona çıktığı görülmüştür. Bu verilere göre 2022’nin ilk çeyreğinde 2021’in aynı dönemine göre %75’lik bir artışla 2 milyon araç satışı yapılmıştır.

2022’de satılan yeni araçların yaklaşık %13‘ünü elektrikli araçlar oluşturmuştur. Son iki yılda yaşanan büyümenin sürdürülmesi durumunda, otomobillerden kaynaklanan CO2 emisyonunun 2050 yılına kadar Net Sıfır Emisyon Senaryosu‘na uygun hale getirilebileceği ön görülmektedir.

2021’de elektrikli araç satışlarındaki artışa, büyümenin yarısını oluşturan Çin Halk Cumhuriyeti öncülük etti. 2021’de Çin’de 3,3 milyon araç satışı ile 2020’de tüm dünyada satılandan daha fazla araç satıldı.

Avrupa’daki satışlar, 2020’de %65 artışla 2,3 milyona ulaşarak güçlü bir büyüme gösterdi. 2022’nin ilk çeyreğinde de benzer yükselişler görüldü; Çin’deki satışlar, 2021’in ilk çeyreğine kıyasla küresel büyümenin de çoğunu elinde tutarak iki kattan fazla artarken, ABD’de %60 ve Avrupa’da da %25’lik artış görülmüştür.

Öngörüler, dünya çapındaki toplam elektrikli araç sayısının 2030 yılı itibariyle 120 ila 250 milyon arasında bir seviyeye yükselebileceğini gösteriyor. Bu gelişmeler ışığında Türkiye de şuan için kullanılmakta olan 1.000 civarı elektrikli araç ile kendi piyasasını geliştirmeye başlamıştır. Ancak, araç sahiplik oranının artışı ve nüfusun büyümesiyle, elektrikli araç kullanımının artması yönünde önemli bir potansiyel bulunuyor.

Bu konuda yapılan gerekli çalışmalar sonucunda kendi yerli aracımızı (TOGG) üreterek dünyada bu konudaki gelişmelere seyirci kalmadan dahil olmamız da bu konudaki gücümüzü ortaya koymaktadır.

Bu sayede kentlerdeki yerel hava kalitesinin iyileşmesi ve yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanan elektrik ile hem ulaştırma hem de elektrik sektöründe enerji üretimi ve tüketiminden kaynaklanan karbondioksit emisyonlarının azaltılması sağlanacak.

2023’ün tamamı için, tamamı elektrikli araçların 11 milyon adede ve hibrit elektrikli araçların 3,3 milyon adede ulaşmasıyla birlikte, 2022’ye göre %36 artışla 14,3 milyon elektrikli araç satışı beklenmektedir. 2023’ün sonuna kadar, %73‘ü tamamı elektrikli araçlar ve %27‘si hibrit elektrikli araçlar olmak üzere, hafif araçları sayarak yaklaşık 40 milyon elektrikli aracın çalışır durumda olması beklenmektedir.

Görüşmek dileğiyle…

 

Referanslar

International Energy Agency (IEA), Electric Vehicles in the World 2022,

U.S. Department of Energy, “Consumer’s Guide to Electric Cars,”

Union of Concerned Scientists, “Electric Cars: What You Need to Know,”

European Commission, “Electric Cars and the Environment,”

Türkiye Elektrikli Araçlar Derneği (TÜDSİAD), “Elektrikli Araçlar”

United Nations Framework Convention on

Climate Change (UNFCCC), 2015

Official Jounal of European Union

 

Dr. Seda Kül
Dr. Seda KÜL: 1989 Konya/Seydişehir doğumludur. 2011 yılında, Selçuk Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Elektrik Elektronik Mühendisliği bölümünden mezun olduktan sonra, Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi’nde araştırma görevlisi olarak görev yapmaya başlamıştır. Daha sonra Selçuk Üniversitesi’nde araştırma görevlisi olarak göreve başlayıp, 2015 yılında yüksek lisansını aynı üniversitede tamamlamıştır. 2015-2018 yılları arasında Gazi Üniversite Mühendislik Fakültesi Elektrik Elektronik Mühendisliği bölümünde araştırma görevlisi olarak görev yapmıştır. 2018 yılından itibaren Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Elektrik Elektronik Mühendisliğin bölümünde araştırma görevlisi olarak görevine devam etmektedir. Doktora eğitimini 2022 yılında Gazi Üniversitesi’nde tamamlamıştır. Yüksek lisans ve doktora tez çalışmaları kapsamında elektrik motorları ve güç transformatörleri ve bunların modellenmesi ile ilgili çalışmalar yapmış ve bu konularda ulusal ve uluslararası makaleler yayınlamıştır. Doktora çalışmaları kapsamında 2019 yılında 9 ay İngiltere/Galler’de Cardiff Üniversitesi’nde araştırmacı olarak bulunmuştur. 2021 yılından itibaren, ZeroBuild’te yönetim sekretaryası içinde olup, ZeroBuild Summit’te “Elektrik Elektronik Mühendisleri Ağı Lideri” olarak faaliyetlerini yürütmektedir. 2021 yılında haftalık olarak serbest yazmaya başlamıştır. 2018 yılından itibaren IEEE üyesidir. Buna ek olarak 2019 yılından itibaren de IEEE Industry Applications Society üyesidir.