Bu yazımda Dünya’nın en kalabalık 6. ülkesi Pakistan’dan bahsedeceğim. Afganistan, İran, Çin ve Hindistan’a komşu olan Pakistan 1947 yılına kadar bir İngiliz sömürgesiydi.
Kanlı savaşlarla İngilizlerden bağımsızlığını kazanan Pakistan daha sonra tekrar bölünerek doğu kısmında Bangladeş ülkesinin ortaya çıkışına tanıklık etmiştir.
Resmi dili hala İngilizce, ancak ulusal dili Urduca’dır. Nüfusun büyük bir çoğunluğunu (yaklaşık %97) Müslüman, geri kalanı ise sırasıyla Hıristiyan, Hindu ve Sihler oluşturmaktadır.
Başkenti İslamabad olsa da özellikle Lahor ve Karaiçi ticaretin daha yoğun görüldüğü şehirlerdir.
Pakistan’ın ekonomisinde tarım çok önemli bir unsur. Öyle ki sadece Pakistan’da hasat edilen buğday miktarı tüm Afrika’nın toplam üretimine neredeyse eşdeğerdir.
Bunun yanı sıra şeker kamışı, pamuk, pirinç ve mısır tarımı da ülke için önem arz ediyor. Kaldı ki istihdamın yaklaşık %40’ı da tarım alanlarında çalışıyor.
Kömür, doğal gaz ve petrol açısından da zengin olan ülke aynı zamanda üretim alanında gelişen sanayisiyle dikkat çekiyor. Özellikle de cerrahi aletlerin üretimi konusunda Dünya’da ilk sıralarda yer almaktadır.
Nitekim dış ticaret dengesine baktığımızda tekstil ürünleri, pamuk, giyim, tahıl, deri ürünleri, balık ve deniz mahsulleri, göz ve diğer tıbbi ve cerrahi aletler ihracatında üst sıralarda iken en çok ihracat yaptığı ülkeler arasında ABD, Çin, İngiltere, Almanya ve Afganistan yer alıyor (Türkiye 15. Sırada).
İthalatta ise en çok yeraltı mineralleri, makine ve teçhizat, demir-çelik, elektrikli ürün ve aksamlar yer alıyor. İthalatını en çok Çin, BAE, ABD, Suudi Arabistan ve Endonezya’dan yapıyor.
Türkiye ile ticaretine baktığımızda sırasıyla makine ve teçhizat, demir-çelik, plastik malzemeler, sebze, uçak ekipmanları, hayvansal gıda, kimyasallar ve organik kimyasallar ve elektrik malzemeleri ithal ediyor.
Elektrik ürünlerine odaklanacak olursak genel olarak Çin ve Vietnam’dan ithalatı yüksek.
Elektrik ürünlerinin ticareti Lahor’da çok yoğun olmak üzere Karaiçi’de de çok az miktarda bulunuyor.
Lahor’da elektrik ürünlerinin ana pazarı Brandreth bölgesinde bulunuyor. Karaiçi’de daha çok yatırımcılar var, bunun da en muhtemel sebebi liman şehri olması.
Elektrik pazarını başta Schneider ve Terasaki olmak üzere, LS, ABB, ve Chint domine etmiş durumda.
Çin’den gelen diğer ucuz malları da bulmak mümkün, ancak esnaf akıllılık edip kendini pazarda tanıttığı marka ile genelde OEM yapıp Çin’den getiriyor, böylelikle Çin üretimi de olsa kendi markasının güvenirliliğini yansıtmaya çalışıyor.
Elektrik pazarında Türk ürünleri ile sıkça karşılaşabilirsiniz. Özellikle ENTES, Klemsan, Onka gibi markalar mevcut. Pano üretiminde yerli üretici ‘PEL’ firması pazara hakim.
PEL firması sadece pano değil, aynı zamanda trafo, beyaz eşya gibi çeşitli ürün yelpazesine de sahip.
Elektrik ürünlerinin devlet projelerinde kullanılmasını sağlamak için kurum onaylarını almak şartı var. 5 eyaletten oluştuğu için ve her eyaletin kendi kurumu olduğu için ayrı ayrı onay gerekiyor.
Lakin dediğim gibi en önemli ticari merkez Lahor. Lahor’un da kurumu WAPDA (tamamen devlet destekli), bir diğeri Karaiçi’de K-E (yarı devlet yarı özel [Çin]) sadece bu iki kurumun onayı bile alınsa yeterli olur.
Bunların yanı sıra diğer önemli ve bağımsız kurum olan askeriyenin kendi kurumu MES (Military Engineer Service) var. Pakistan’da büyük ve önemli projeleri genelde askeriye yürüttüğü için (hastane, sosyal konut ve kanalizasyon gibi) öncelikli olarak MES kurumundan onay almak daha mantıklı olabilir.
Üstelik WAPDA ve K-E onay süreçleri 6-7 ay sürerken, MES onayı genelde 3-4 ayda tamamlanabiliyor.
Şunu hatırlatmakta fayda var, şu an da devlet projelerinde ABB tercih ediliyor, bir dönem CHINT hâkimiyeti vardı (K-E’nin yarısı CHINT destekli idi, ancak son zamanlarda CHINT ürünlerinde yaşanan olumsuzluklar yüzünden ABB tercih edilir oldu.
Tabi bu ne kadar sürer belirsiz). K-E elektrik yarı özel olduğu için bir kısım elektrik dağıtım projelerini halihazırda yürütüyor, ama WAPDA tamamen devlet kurumu olduğu için ve özellikle şu sıralar Korona yüzünden devlet bütçesinin sağlık odaklı harcanmasından dolayı elektrik ile ilgili projeleri durdurmuş vaziyette.
Pakistan’da inşaat, altyapı, enerji ve danışmanlık sektörlerinde de Türkler oldukça etkin rol oynuyorlar.
Karayolu, liman ve sulama projelerinde Türkler önemli görevler üstlenmiş durumda. Zira 2019 itibariyle toplam aktif 60’dan fazla projede Türkler rol oynamaktaydı.
Ayrıca geçmiş yıllarda TOKİ sel felaketinden mağdur olan bölge halkında yardım amaçlı toplam 4200 konut teslim etmişti.
Bunun yanı sıra 50 bin konutun inşasına teknik danışmanlık yapmak üzere TOKİ ve Pencap Hükümeti arasında da anlaşma sağladı.
Ayrıca devletin 5 yılda 5 milyon konut yapma hedefi var. Dolayısıyla bu inşaat- yapı ve elektrik sektörü için de çok büyük bir fırsat niteliğinde.
Finansal olarak baktığımızda ise, Pakistan’da ticaret yapmayı düşünen yatırımcılar için banka transferlerinin sadece vesaik mukabili ve akreditif karşılığı yapılabildiğini hatırlatmakta fayda var.
Zira peşin ödeme mümkün değil, bunun için yine Afrika’da olduğu gibi Dubai gibi 3. taraflar aracılığıyla yasal olmayan şekilde para gönderimi yapmayı tercih edenler olabilir.
Pakistan, Asya kıtasına bakıldığında ciddi anlamda yüksek potansiyele sahip bir ülke. Nüfusu dünyanın en genç nüfuslarından, konut projeleri devletin önceliği ve finansal açıdan riskinizi koruyan bir ülke.
Üstelik son zamanlarda dolar kurunun yükselmesi sebebiyle tüccarlar yönünü Avrupa markalarından çok Türkiye, Tayvan gibi alternatif ülkelere çevirmiş durumda. Üstelik Türk ürünleri kalite-fiyat dengesi yönüyle pazarda çok güzel bir izlenim yaratmış durumda. Eh bütün bunları lehinize çevirmek artık sizin elinizde.
Tabii, ismi ‘Pak Ülke’ anlamına geliyor olabilir. Bu sizi yanıltmasın. Uçaktan iner inmez alacağınız o tarif edilemez koku sizi bırakmayacak, ama ihracatçı olmak bu olsa demek, nerede pazar biz orada.
Görüşmek dileğiyle…