
Dünya, yenilenebilir enerjiye yönelirken, rüzgar enerjisi iki temel kategoride incelenir: Karasal (onshore) ve denizüstü (offshore) rüzgar enerjisi. Offshore rüzgar enerjisi giderek daha fazla önem kazanmaktadır.
Offshore rüzgar enerjisi deniz üzerine kıyıdan uzak noktalara kurulan rüzgar türbinleri, güçlü ve sürekli esen rüzgarları kullanarak temiz enerji üretimi sağlıyor.
Kara üzerindeki rüzgar çiftliklerine kıyasla, denizlerde daha güçlü ve istikrarlı rüzgarlar estiği için offshore rüzgar enerjisi, yenilenebilir enerji kaynakları arasında büyük bir potansiyele sahiptir.
Denizüstü Rüzgar Enerjisi Derneği (DÜRED) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Murat Durak, 2023 yılında yaptığı açıklamada;
“Japonya’nın 2003’te Asya’daki ilk deniz üstü rüzgar projesini devreye almasına rağmen, Asya’da deniz üstü rüzgar enerji piyasasının gerçek anlamda başlangıcı 2014’te oldu. Çin, 2014’te ulusal planını açıklayarak ilk adımı attı. 2017’de 1 gigavat deniz üstü rüzgar kurulu gücüne ulaşan Çin, 1 yıl sonra İngiltere’yi de geçti. Asya pazarında ikinci büyük deniz üstü rüzgar piyasası ise Tayvan’dır.
2030 yılına kadar Asya’da deniz üstü rüzgar enerjisinin yıllık yüzde 8,4 büyümesi öngörülüyor. ilk 5 pazar Çin (52 gigavat), Tavyan (10,5 gigavat), Güney Kore (7,9 gigavat), Japonya (7,4 gigavat) ve Vietnam (5,2 giavat) olarak sıralanmaktadır” demiştir. Birleşik Krallıkta hali hazırda kurulu kapasite olmamakla birlikte, 2023’ten 2024’e kadar olan yeni ve mevcut kapasite 6.6 GW gelişmiş bir altyapı bulunmaktadır.
2024’de Dünya Bankası Grubu, bugün Türkiye Cumhuriyeti Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile işbirliği içerisinde Türkiye’de başarılı bir denizüstü rüzgar enerjisi sektörünün oluşturulması için geleceğe dönük izlenebilecek süreci 7-8 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul’da düzenlediği ‘Türkiye Denizüstü Rüzgar Enerjisi Konferansı: Yol Haritası ve Sonraki Adımlar’ başlıklı etkinlikte tanıtmıştır.
Bu yol haritası, Enerji Sektörü Yönetim Yardım Programı-Uluslararası Finans Kurumu (ESMAP-IFC) Denizüstü Rüzgar Enerjisi Geliştirme Programı kapsamındaki bir dizi denizüstü rüzgar enerjisi yol haritası çalışmasının bir parçası olarak hazırlanmış ve finanse edilmiş, aynı zamanda PROBLUE tarafından da desteklenmiştir.
Türkiye Hükümeti, Yol haritası ile 2035 yılına kadar denizüstü rüzgar enerjisi için 5 GW’lık, 2040 yılına kadar 7 GW’lık denizüstü rüzgar enerjisi kapasitesi kurma hedefi belirlemiştir.
Türkiye’deki “Offshore Rüzgar Enerjisi” çalışmalarına potansiyel alanlar olarak nitelendirilecek denizleri;
- Ege Denizi: Güçlü ve sürekli rüzgar alan bir bölge olması nedeniyle ön plandadır.
- Marmara Denizi: Kıyıya yakın ve enerji talebinin yoğun olduğu İstanbul, Kocaeli gibi şehirlere yakınlığı avantaj sağlar.
- Karadeniz: Daha az çalışılmış bir bölge olmasına rağmen, özellikle Zonguldak ve Sinop çevresi potansiyel taşır.
Offshore Rüzgar Enerjisinin Avantajları
Offshore rüzgar enerjisinin birçok avantajı bulunmaktadır:
- Daha Yüksek Verim: Denizler üzerindeki rüzgarlar daha güçlü ve sürekli olduğu için türbinlerin enerji üretim kapasitesi daha yüksektir.
- Daha Az Görsel ve Gürültü Kirliliği: Kara üzerinde kurulan rüzgar türbinlerinin aksine, deniz üzerindekiler yaşam alanlarından uzakta olduğu için çevresel etkileri daha azdır.
- Geniş Alan Kullanımı: Kara üzerindeki alan sınırlamaları offshore rüzgar enerjisinde söz konusu değildir, bu da büyük ölçekli projelerin geliştirilmesini mümkün kılar.
- Karbon Salınımını Azaltır: Fosil yakıtlara kıyasla sıfır emisyonlu enerji üretimi sağlar ve iklim değişikliği ile mücadelede önemli bir rol oynar.
Offshore Rüzgar Enerjisinin Zorlukları
Bu enerji türünün bazı teknik ve ekonomik zorlukları da bulunmaktadır:
- Yüksek Kurulum Maliyeti: Deniz ortamında kurulum yapmak, karasal rüzgar türbinlerine göre daha maliyetlidir.
- Bakım ve Onarım Zorlukları: Açık denizde bakım ve onarım süreçleri lojistik açıdan daha karmaşıktır.
- Çevresel Etki: Deniz canlıları ve ekosistemi üzerinde potansiyel etkileri olabilir. Türbinlerin gürültüsü, deniz memelilerinin iletişimini etkileyebilir ve kuşların göç yollarını değiştirebilir.
- Ulaşım ve Bağlantı: Denizdeki türbinlere ulaşım ve üretilen elektriği karaya taşıma işlemleri, ek maliyet ve zorluklar getirir. Teknolojinin gelişimi bu konu ile ilgili kolaylıkları beraberinde getirmektedir.
- Yüzer Rüzgar Türbinleri: Geleneksel offshore türbinleri deniz tabanına sabitlenirken, yüzer rüzgar türbinleri daha derin sularda da elektrik üretimi yapabilmeyi mümkün kılar. Bu teknoloji, offshore rüzgar enerjisi potansiyelini önemli ölçüde artırabilir.
- Türbin Boyutları ve Verimliliği: Rüzgar türbinlerinin boyutları sürekli olarak büyümekte ve verimlilikleri artmaktadır. Daha büyük türbinler, daha fazla enerji üretebilir ve maliyetleri düşürebilir.
- Dijitalleşme ve Yapay Zeka: Sensörler, veri analitiği ve yapay zeka gibi teknolojiler, rüzgar türbinlerinin performansını izlemek, bakımını optimize etmek ve enerji üretimini tahmin etmek için kullanılabilir.
Görüşmek dileğiyle…
REFERANSLAR
https://www.worldbank.org/tr/news/press-release/2024/11/07/offshore-wind-roadmap-for-turkiye-navigating-pathways-to-a-green-power-future#:~:text=T%C3%BCrkiye’nin%20karasular%C4%B1nda%20bulunan%20deniz%C3%BCst%C3%BC,kurma%20potansiyelinin%20bulundu%C4%9Funu%20ortaya%20koymaktad%C4%B1r.
Aksu, E. Ö., & Gencer, C. T. (2025). GIS-based optimum location selection for offshore wind energy: A case study for Turkey. Ocean Engineering, 320, 120292.
http://www.dured.org/