
Değerli Sektörüm dostlarım,
Tüketici satın alma algılarının özelliklerini bu ay için devam edeceğimi belirtmiştim. Peki nedir bu algılar? Ve nasıl uygulamaya sokulur? Gelin birlikte inceleyelim.
Geçen ayki yazımda tüketicilerin davranışlarından söz ederken satın alma esnasında birçok faktörden etkilendiklerini ve bu faktörlerin yanında sosyolojik, psikolojik, ekonomik ve kültürel etkenlerin rol oynadığından, hatta bir mobilya satın alma sırasında var olan etkenlerden örnek vermiştim.
Pazarlama yöneticileri ve pazarlama çalışanı arkadaşlarım; bir ürünün tanıtımı veya satışında oluşturulan algı süreci, bizlerin müşterilerin profillerini belirlememizde çok büyük rol oynar. Nöropazarlama tekniği bunu kolaylaştıran ve sonuca hızla ulaşmamızı sağlayan bir tekniktir.
Bu sebeple dünyada bu yöntem tercih edilmekte ve kabul görmektedir. Nöropazarlamanın bir özelliği de ürün bazlı seçilen tüketiciye odaklı bir satışı gerçekleştirme yöntemi ve çabasıdır. Değerli Sektörüm dostlarım, bu yazımda algı yaratmanın önemi ve uygulanmasına örnek teşkil edecek bir hikayeyi alıntı olarak sizlerle paylaşmak istedim.
Bu hikaye nöropazarlamada algı yönetiminin nasıl olduğu ve sonuçlarının neler olabileceğinin bir örneğidir.
Bir restoran düşünelim ve doğal olarak insanlar içinde yemek yiyebilsinler ve sohbet edebilsinler ama öyle bir restoran ki yemek yemek için insanların haftalarca sıra beklediği ve hatta Londra’nın en iyisi olan.
Tek sorun var; böyle bir restoran ne yazık ki yok! Vice News haber sitesinin yazarlarından olan Oobah Butler, 2018 yılında dünyanın en çok kullanılan gezi, mekan ve tavsiye sitesi olan Trip Advisor’da yeni bir restoran kaydı açıyor.
Butler açtığı restoran için bir web sitesi hazırlıyor ve sosyal medya hesapları açıyor. Restoranın ismi ise “The Shed”. Yalnız orada da bir sorun var, böyle bir restoran aslında yok! Bu tamamen Butler’ın bir oyunu. Ancak oyun öyle bir hal alıyor ki insanı hayrete düşürüyor.
Butler, inandırıcı olması için sosyal medya hesaplarından yemek fotoğrafları paylaşıyor fakat bunlar gerçek yemekler bile değil! Restoran tanıtımında yalnızca rezervasyonla hizmet vermekte olan bir restoran olduğu belirtiliyor ve Butler arkadaşlarına Trip Advisor sitesine girip hayal ürünü olan bu restoran hakkında pozitif eleştiriler yazmalarını istiyor.
Web sitesi algoritması gereği yorumlar attıkça restoranın puanları artıyor ve insanlar rezervasyon için aramaya başlıyor. Butler arayanlara çok dolu olduklarını ve önlerindeki 6-7 haftanın da böyle geçeceğini söylüyor. Butler bu yalanı sürdürerek restoranı Trip Advisor’da 5 tam puan ve mükemmel yorumlarla Londra’nın bir numaralı restoranı haline getiriyor. Butler, haftalar sonra sıra bekleyen müşterileri arayarak restoranın müsait olduğunu söylüyor.
Bunu duyan müşteriler çok mutlu oluyor ve hatta bazı müşteriler Paris’ten geliyor. Tabi ki ortada gerçek bir restoran yok ancak Butler’ın zekası var!
Butler, arka bahçeye açılan küçük, ancak harabeden hallice olan bir evi restorana çeviriyor, bahçeyi donatıyor ve yemek servisi için hazırlık yapıyor.
Yemek alışverişinden kasıt; dondurucudan alınmış ve mikrodalgada ısıtılmış yemekler elbette… Müşteriler geldiğinde onları bu özel deneyim için bahçeye götürürken gözlerini bağlıyor.
Bir arkadaşı DJ oluyor ve mikrodalgada ısıtılan yemekler servis ediliyor. Dostlar tam bu sırada Butler’ın oyununun açığa çıktığını düşünüyorsunuz ama durum hiç de öyle değil! Hatta tam aksine, müşteriler akşam yemeği deneyimini şöyle anlatıyor: ”Londra’nın en iyi restoranında bu deneyimi yaşamak harikaydı.”
Yani bırakın şüphelenmeyi, insanlar bunun özel bir deneyim olduğunu düşünüyorlar. Oldukça eğlenceli ancak bir o kadar da ilginç olan bu olay, bize öğretiyor ki; algı yönetimi her şeyi değiştirebilir. (kaynak: Habertürk)
Değerli Sektörüm dostlarım gelecek ay algı yönetiminin çok önemli olduğunu ve satışta nasıl uygulandığını anlatmaya devam edeceğim.
Görüşmek dileğiyle….