İşçi tarafından açılmış alacak veya işe iade talepli iş davasının muhatabı olan işveren, bu davanın “zaten işçiler açtığı tüm davaları kazanır” inanışı nedeniyle kaybedebileceğini düşünerek hareket etmektedir.

İşçiler her zaman davaları kazanır inanışı, kanunun ortaya çıkardığı bir uygulama olmamakla beraber işçi avukatlarının başarıları da değildir.

İşverenin dava kaybetmesi yönündeki mahkumiyeti çoğu zaman; dava açılmadan, önleyici nitelikte avukatlık hizmeti almayı düşünmeyen; işçi maliyetini düşürmek ve iş performansını arttırmak adına İş Kanunu’na aykırı olarak işçi aleyhine uygulamaları yürürlüğe koyan işveren eylemlerinden doğmaktadır.

İşveren Ekonomik İhtiyaçlar İle Kanuni Düzenlemeler Arasında Sıkışmaktadır

Ne yazık ki ülkemizde asgari ücretle dahi çalışan bir işçinin işverene maliyeti çok yüksek olmakla beraber ekonomik dar boğaz, işçi istihdamının da önünü kesmekte, işveren daha az işçi ile daha fazla üretim yapmaya mecbur kalmaktadır.

İş Kanunu ve ilgili diğer mevzuat da işverenin bu ihtiyaçları göz önüne alınarak hazırlanmadığından işveren ekonomik zorunluluklar ile yasal düzenleme arasında sıkışmaktadır.

Bu arada kalmışlığın bir sonucu olarak da işveren en azından bir süre öteleyebileceği işçi hakları ve alacaklarını kanuna aykırı bir düzen ile ötelemektedir.

İşveren bu ötelemeyi ve kanuna aykırı çalışma şartlarını bir kere oluşturduğunda ise adeta geri dönülemez bir yola girmektedir çünkü her geçen gün işçilerine kanuna aykırı şekilde borçlanmakta ve idari para cezası alma riski artmaktadır.

İşçi “nasıl olsa dava açar kazanırım alacağımı alırım” düşüncesi ile çalışmasına devam etmekte, işveren ise “ben işçinin hakkını versem de dava açar fazlasını alır” korkusu ile çalışma koşullarını işçi aleyhine düzenlemesine sebep olmaktadır.

Bu noktada yeni işletmelerin kuruluş aşamasında işçi maliyetleri, ticari risk analizi, hukuki risk analizi başta olmak üzere ekonomik ve hukuki parametrelerin bir arada çok ayrıntılı olarak planlanması ve bu plana göre hareket etmesi gerekmektedir.

İşverenin Olumsuz Dava Sonuçlarından Korunması

İşçinin işverene ekonomik olarak bağlı olması, sosyal ve ekonomik tarihi gelişim sonucunda kanunun asıl amacının işçiyi korumak olduğu unutulmamalıdır.

Ancak bir takım temel ilkeler işveren tarafından göz önünde bulundurulursa işçilerin açmış olduğu davalardan aleyhine sonuçlardan korunulması mümkün olacaktır.

  1. Çalışma Koşullarının Kanuna ve Uygulamaya Yönelik Düzenlenmesi: İş yerinin faaliyete başladığı ilk günden itibaren iş sözleşmesi, personel yönetmeliği, özlük dosyaları, yazılı maktu belgelerinde hazırlanması kanuna ve güncel yargı kararlarına göre hazırlanması gerekmektedir.
  2. Feshin Son Çare Olması: Bu ilke geniş anlamda yorumlanmalı ve işçinin tek bir eyleminin fesih için geçerli olmaması anlamına gelmektedir.

Pek tabii ki ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı hallerde işçinin tek bir hareketi fesih için geçerli olacaksa da işverene bu fesih sebeplerinde dahi işçinin savunmasını almak, işçi işe devamsızlık yapıyorsa neden devamsızlık yaptığını sormak gibi sorumluluklar yüklenebilmektedir.  Feshin son çare ilkesi olması, işçinin farklı bir departmanda çalışıp çalışamayacağının değerlendirilmesi, işçiye uyarı veya diğer disiplin cezaları verilmesinin yeterli olup olmayacağı, işçinin performansını artırmak için işverenin ne gibi önlemler alması gerektiği gibi konular göz önünde bulundurularak değerlendirilmelidir.

  1. İşverenin Eşit Davranma Yükümlülüğü: Çalışma koşulları; işçiler, işçilere sağlanan menfaatler, çalışma saatleri, insan kaynakları dahil çok fazla unsuru içinde bulunduran adeta yaşayan bir organizma niteliğindedir.

Bu nedenle çalışma koşulları objektif koşullar kapsamında işçilere farklı haklar sağlanmasına olanak sağlamaktaysa da işverenin iş yerinde uygulayacağı yaptırımların tamamında eşit davranma yükümlülüğüne uygun davranmasını gerektirmektedir.

  1. Fesih Usulünün Kanuna Uygun Olması: Karşılaşılan birçok uyuşmazlıkta işverenin esasen davayı kazanma ihtimali varken usule ilişkin kanuni düzenlemeye uyulmadığı için davayı kaybettiği ve bu yolla işverenin ekonomik kayıplar yaşadığı da görülmektedir. Fesih işleminin neden gerçekleştirildiği kadar nasıl gerçekleştirileceği de önem arz etmektedir.

Araştırmamız içerisinde yer alan bilgilendirmeler sadece özet niteliğinde olup her işyerinde farklı uygulama ve çalışma koşullarının varlığı göz önünde bulundurularak uzman bir avukattan özel danışmanlık alınması gerektiğini belirtmek isteriz.

Görüşmek dileğiyle…