
Değerli Sektörüm, dostları merhaba. Sektör yönünden ve genel mali durum bakımından son çeyreğin son iki ayındayız ve hatta sona gelmiş durumdayız. Yılın yarısından itibaren yaşanılan piyasa dalgalanmaları, döviz kurlarındaki artışlar ne yazık ki sektörler içindeki duyulan rahatsızlığı katlayarak etkisini göstermeye devam ediyor. Ne oldu? Ne olacak? Beklentilerimiz ne durumda?
Kaygılarının yaşandığı bir dönem içine girmiş ve dünyada yaşadığımız hatta devam eden pandeminin etkileri üzerimizde bir kabus gibi çökmüşken enerji krizinin kapıda olduğu haberleri gelmektedir.
Ne oldu da bir enerji krizinden söz eder olduk? Bu konuyu ben 2020 yılının Ekim ayında kaleme almıştım ve orada bizi bekleyen tehlikeden uyarılarım olmuştu. Bu duruma nasıl gelindi, önümüzdeki aylarda sizlerle tekrar paylaşacağım. Kapıda olan bu krizin özellikle dünyada üretim başta olmak üzere her yönüyle insanları olumsuz etkileyeceği artık görülmektedir.
Bu anormal durum, yaşantımızı etkilemesi yanında yoklukların yaşanacağı anlamını da taşımaktadır. Enerjideki yaşanması bu muhtemel sorunların, beraberinde başta gıda sıkıntıları olmak üzere etkisi üretim yönünde ayrıca büyük sorunları beraberinde görmek mümkün olacağa benzemektedir.
Değerli dostlarım, biz kendi ülkemizin yaşayanları olarak böyle olumsuzluklardan çok çabuk etkilenmemiz kaçınılmaz görülüyor. Döviz artışlarının ve doğal olarak para değerimizin bundan olumsuz etkilenmesi, kendi ekonomimizde yaralar açmaya, belki de geri dönülmez kayıplar vereceğimizin habercisi niteliğinde olup beklentilere karşılık veremeyeceği apaçık ortada artık.
Bu durum önümüzdeki yıl da, çetin fırtınaların hatta kasırgaların ekonomik açıdan üzerimizde eseceği anlamını taşımaktadır. Siyasi, sosyolojik, ekonomik ve bir çok stratejilerin, beklentilerin altında gerçekleşeceği aşikar. İş dünyası olarak tsunami etkisi yaşamaktan endişe duyar haldeyim, buradan az hasarla çıkmak için de yine tedbirler alarak yolumuza devam edeceğiz.
Değerli Sektörüm dostları, şimdiden belirleme yolunda çalışmalara başlamak zorundayız aksi halde istenilmeyen sonuçlar ile karşı karşıya kalabiliriz. Aile ekonomisinden genel alan ekonomisine kadar olan tüm gelişmeler dikkate alınmalı ve geleceğe dönük kaygıları en aza indirmek zorunda kalacağız. Beklentiler artık eskisi gibi değil; anlık değişimler ile geleceğimizi yönlendirmekte olup, gerçekleşmesinde önemli rol oynayacaktır.
İhracat yönünden bakıldığında ise, rekabet edilebilir bir fiyatlanma için hem hammadde de tedarik sıkıntısı olmamalı, hem de girdi maliyetlerinin istenilen seviyede olması gerekirken artık bunların olabilme durumu çok zayıf görülmektedir. Piyasalardaki yüksek fiyatlandırma gerek haneleri gerekse iş dünyasını zora sokacak bir şekillenme olarak karşımıza çıkacaktır.
Değerli Sektörüm dostları, umarım beklentilerimiz istediğimiz yönünde gelişir ve gerçekleşir. Umudumuzu kaybetmeden mücadeleye devam, bizleri daha refah toplumu olma yolunda beklentilerimizin gerçekleşmesi dileğimi tekrarlarken, sağlıklı, başarılı ve bereketli iş ve özel hayatımızın devamını dilerim.
Görüşmek dileğiyle…