
Değerli sektörüm dostları merhaba,
Yılın ilk çeyreğinin son ayındayız, sektör bazında değerlendirme yaptığımızda, geçtiğimiz yılın ikinci yarısından itibaren başlayan talep artışlı hareket ivmesi yeni yılın ilk aylarında devam etmekteymiş gibi gözüküyor.
Bu hızla dönmeye devam eden çarkın bu yıl hareketliliğinin devamında Dünya’da ticaret savaşları diye anlatılmaya başlanan bir süreçte yükselen sanal tansiyonlar ve sonrasında aslında güçlü ekonomilere sahip ülkelerin uygulamak istedikleri yeni ekonomik politikaların yönünü belirlemede başlangıç olmuştur.
Aslında Çin’in özellikle üretim ekonomisinin başına geçmesi endişelerinin bu ülkelerde sorunların ve ekonomik kaygıların yaşanmasına neden olmuştur.
Bu endişelerin ortadan kaldırılması için bir çok yol ve yöntemler denenmeye başlanmış durumda.
Özellikle ekonomisi güçlü diğer ülkelerin Çin e karşı başlattıkları bir anti gruplaşma çalışmaları karşımıza kutuplaşmaya yol açacak ekonomik paradoksların yaratılması yönünde gelişmelerin yaşanmaya başladığı sonuçlarını bizlere göstermiş ve daha derinlemesine göstereceğini birlikte göreceğiz.
Son zamanlarda pandemi ile beraber AB ülkelerinde hissedilen ekonomik daralma sürecinde her ne kadar birbirleri ile sıkıntı yaşamış görülseler bile bence bu ekonomik beraberliği önümüzdeki yıllarda daha keskin sınırlar dahilinde uygulamaya başlayacaklardır.
İşte bu durumda fırsatları ülkemiz lehine döndürebilirsek bu kutuplaşmada avantajı elinde bulunduracak olan ülkemiz olacaktır.
Tabi bu ticari kutuplaşmanın karşısında Çin durmayacak onlarda karşı hamlelerini gösterecekler kanısındayım.
Bu hamlelerden bir tanesi ülkeler içinde yatırımlar yaparak menşei değişikliği ile pazarlara hakim olabilmek olarak görülmektedir.
Kendi ekonomilerinin özellikle üretim yönünden ele alındığında kayıplar yaşanan ve bunun sonucu ülkelerde işsizlik oranlarının gittikçe artış göstermesi güçlü ekonomilere sahip ülkelerin bir bakıma çöküşe doğru gittikleri anlamını taşımaktadır.
İşte bunun farkına varılmasından dolayı bu ülkeler örneğin; G 7 ve G20’ler bir takım radikal kararları uygulamaya başlayacaklar ve bu yönde oluşturulacak birlikteliğin bir ekonomik kutuplaşmaya yönelik adımlar olduğunu göreceğiz.
Asıl kaygı yaratan durum ise Dünyaya hükmeden bir sistemin arayışı içine giren bazı ülkeler ekonomik yönden zayıf olan ülkeleri daha bağımlı hale getirme yöntemlerini devreye sokacaklar ve güçlenen ekonomileri ise bu kutuplaşma hareketi ile yavaşlatma, kontrol altında tutma yöntemlerini deneyeceklerdir.
Dünyadaki ekonomik daralma göstergeleri pandemi ile beraber kendini göstermiş oldu. Buna rağmen kendi zayıflıklarını örtbas edecek kararlar ile içinde bulundukları ve yaşadıkları ekonomik krizi oluşturan bu grubun dışındaki gelişme ve büyüme gösteren ekonomileri suçlar hale geleceklerdir.
Dünya’da olan bu ticaret çatışmaları ve sistem arayışları bizleri de etkileyeceğini düşünüyorum.
Bunun uygulama başlangıcı pandemi ile beraber uygulamaya sokulan dijital Dünya kavramlarının ortaya atılmasıdır.
Paranın değişeceği, yapay zekanın öne çıkarıldığı hatta kapitalist sistemin yerine başka sistemlere dönüşümün yaşanacağı bir Dünya bizleri beklemektedir.
Kripto para söylemlerinin hızla yaygın hale geldiği Dünyamızda ticaretin de anlam ve sistematik şekil değişikliğine uğrayacağı muhtemel gözüküyor.
Ekonomik gelişmelerin en olumsuz girişimi reel yatırımlardan çok para hareketliliği ve kazancı üzerinde fon işlemlerinin yaşanmış olmasıdır.
Bu durumun nakit akışlarının daha çok kripto paralar üzerinden kazanç sağlama şeklinde görülmesi sonucu üretime dönük yatırımların gecikeceği veya belli süre olmayacağı bunun da Dünya’da bazı sıkıntıların kriz olarak karşımıza çıkacağı anlamını ortaya çıkaran etmenler olacaktır.
Dünyamızı önümüzdeki otuz ve elli yıl içinde gerek ekonomik gerekse jeopolitik krizler beklemektedir. İnsan iş gücünün gittikçe zayıflaması yapay zekanın hakim olduğu dijitalizmin hakim olacağı yeni Dünyaya uyum göstermek için şimdiden ülkeler, işletmeler, hazırlıklarını yapmalı öngörülerini değerlendirmeli ve geleceklerine yön vermeye hazır olmalılardır.
Ülkemizin bu planlanan ekonomik güç kutuplaşmasının dışında kalmamasını diler sağlık ve afiyetler dilerim.
Saygılarımla.