
Avustralya’da yapılan bir araştırma, sahillerdeki ışıkların balık nüfusunu nasıl tehdit ettiğini ortaya çıkardı. Peki LED kullanımı bu olumsuz gidişata bir dur diyebilir mi? Denizden babam çıksa yerim diyen bir kültüre sahibiz.
Bunda ülkemizin kilometrelerce uzunluktaki sahil şeridi ve etrafının denizlerle çevrili olmasının etkisi büyük. Balık, sağlığımıza olan katkısıyla da sofraların vazgeçilmez önerileri arasında. Ancak gelecekte istediğimiz miktarda balık bulmak sandığımız kadar kolay olmayacak. Sebepleri arasında ise yeni bir tehlike var; kent ışıkları.
Büyük balığın küçük balığı yuttuğu sularda bu durum, eko sistemin korunması için son derece kritik bir önem taşıyor. Özellikle büyük yırtıcı dediğimiz, eko sistemdeki besin zincirinin üstündeki hayvanların varlığı, bu ekosistemin korunması açısından son derece önemli. Öyle ki; Afrika’daki iç savaşlar nedeniyle yok olmaya yüz tutan tabiat parklarının eski parlak günlerine dönebilmesi için aslanlar bölgeye bırakılarak bölgedeki hayvan popülasyonunun gelişimi düzenli olarak takip ediliyor.
Denizlere baktığımızda ise iç denizler ile okyanuslarda farklılaşan bu üst kademedekilerin artık eskisi gibi hareket etmediği görülüyor. Avlanma saatlerini gün ışığına göre belirleyen bu hayvanlar, kentlerden yayılan ışıklar nedeniyle şaşkın durumda.
Günün aydınlık zamanlarında avlanan hayvanlar, şehirlerden yansıyan ışıklar nedeniyle artık daha uzun süre avlanıyor ve bu da toplam balık sayısını azaltıyor. Bu durum, yalnızca Avustralya’nın değil, Dünya’nın da önde gelen üniversitelerinden biri olan New South Wales Üniversitesi’ndeki akademisyenlerin de dikkatini çekmiş.
21 gün süren titiz bir çalışmayla Sidney Limanı’nın altındaki bir bölge LED aydınlatma ile farklı şekillerde aydınlatılmış. Normal şartlarda gündüz ve gece yaşanan durumlara yapay aydınlatmanın etkisi ölçülmüş. Araştırmada video kameralar ve sonar sistemlerle de balıkların sayısı ve davranışları incelenmiş.
Sonuç; yapay aydınlatmada avcı balıkların normal avlanma sürelerinin üstüne çıkması ve daha çok balık tüketmesi olmuş. Bu yırtıcılar fazla aydınlatma nedeniyle doyana kadar değil de yorulana kadar avlanmayı sürdürmüş.
Ancak durum bununla sınırlı değil. Araştırmadaki yapay aydınlatmanın sadece balıkları değil, süngerler ve çeşitli kabukluları da etkilediği görülmüş. Çünkü bunlar da daha fazla sayıda avlananlar listesinde yerini almış.
Dünya genelinde büyük şehirlerin yüzde 70’inin kıyılarda olduğu göz önüne alındığında bu tablo oldukça karamsar görünebilir. Ancak araştırmanın bir diğer sonucu farklı dalga boylarındaki LED aydınlatmaların farklı etkilerinin olmasında kendini göstermiş.
Kullanılan ışığın dalga boyu kontrol edilerek denizlerdeki bu olumsuz durumun önüne geçmek mümkün. Mavi ve yeşil dalga boyları yüksek spektrum değerleriyle su altına ulaşıp oradaki yaşamı etkilerken, doğru bir çizgide hareket eden kırmızı dalga boyu, bu etkiyi yaratmamasıyla denizlerimizi koruyabilir.