
MMI Eurasia’nın 2 yılda bir Türkiye’de düzenlediği ‘IFAT Eurasia Uluslararası Çevre Teknolojileri İhtisas Fuarı’, Avrasya’nın en büyük çevre teknolojileri fuarı olma özelliği taşıyor.
Dünyanın en büyük çevre teknolojileri fuarı olan IFAT fuarının, değişik coğrafyalarda oluşturduğu IFAT fuarlar ailesinin bir ferdi olan IFAT Eurasia’yı 2015 yılında hayata geçirdik.
Fuarda artan sanayileşme ve şehirleşme sonucunda ortaya çıkan sorunları çözüme kavuşturmayı hedefleyen teknolojileri sergileniyor.
IFAT Eurasia fuarı, çevre teknolojileri sektörüne öncülük etmekle beraber yerli ve yabancı tüm sektör paydaşlarını da bir araya getiriyor.
Milyonlarca dolarlık pazara hitap eden fuarda 2017 yılında 18 ülkeden 412 katılımcı yer aldı. Fuar, 1021’i uluslararası olmak üzere toplam 63 ülkeden 11 bin 326 ziyaretçi ağırladı.
Toplam 16 bin metrekare sergi alanında katı atık, su ve atık su teknolojileri, biyoenerji, atık toplama ve taşıma araçları, geri dönüşüm sistemleri, geri kazanım tesis ve ürünleri, yenilebilir enerji teknolojileri ve kentsel çevre temizlik araçları kategorilerinde yeni ürün ve teknolojiler sergilendi.
Çevrenin geleceği açışından atık yönetiminin önemi nedir?
Atık yönetimi kavramını kısaca; değişik özelliklere sahip atıkların, kaynağında azaltılması, uygun teknolojiler kullanılarak toplanması, ayrılması, yeniden kullanılır hale getirilmesi, enerjiye dönüştürülmesi ve çevreye zararını asgari düzeye indirmek amaçlı işlemler ile bertarafı da dahil olmak üzere çeşitli yöntemler kullanılarak işlenmesinin planlanması olarak açıklayabiliriz.
21.yüzyılda dünyamızın temel sorunlarından birisi, doğal kaynakların hızlı tüketimi. Özellikle sanayileşme, nüfus artışı gibi nedenlerden dolayı artan talepler tüketimin hızla artmasına sebep oluyor.
Doğal kaynaklarımızın sınırsız olmadığı da dikkate alınırsa, yakın gelecekte dünyamızın bazı ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanacağı aşikâr.
Bir diğer taraftan tüketim sonrasında oluşan atıklar, türlerine göre oranları değişmekle beraber, çevre kirliliğine neden olmaktalar. Bu konularda yaşanan veya yaşanması muhtemel problemlerin minimum seviyeye indirilmesini sağlayaması açısından Atık Yönetimi hayati önem taşımakta.
Öyleyse atıkları bir üretim girdisi olarak da düşünebiliriz…
Kesinlikle. Atıkların kaynağından doğru yöntemlerle toplanması ve işlenmesi gerekli. Tonaj olarak ele aldığımızda, yerleşim birimlerinde karşımıza çıkan çöp ve ambalaj atıkları büyük öncelik kazanıyor.
Söz konusu atıkların kaynağında ayrıştırılması çok önemli. Bu konuda hem vatandaşların hem de yerel yönetimlerin sorumluluğu var.
Gelişmiş ülkeler, oluşan atık miktarını azaltma ve geri kazanım konusunda büyük ilerleme kaydetti. Bu konuda önemli politikalar geliştiriliyor, hedefler belirleniyor.
Özellikle gençler ve çocuklarda bu bilinci oluşturulması da geliştirilen politikalar içinde ayrı bir yer tutuyor.
Atık yönetiminin efektif uygulanması çevreye olduğu kadar ekonomiye de olumlu katkılar sağlıyor. İkincil hammaddelerin kullanımı bir taraftan hammadde kaynaklarının tükenmesini geciktirirken, bir taraftan da üretim sürecinde harcanan enerjinin azalmasına olanak sağlıyor.
Çevre teknolojilerinin enerji tüketimi açısından da fayda sağladığını söyleyebilir miyiz?
Üretim süreci sırasında kullanılan enerji açısından kıyaslama yaptığımızda, ikincil hammadde kullanımı cevher kullanımına göre daha efektif. Ama bu işin sadece bir kısmı. Geri dönüştürülemeyen atıkların önemli bir kısmı değişik metodlar ile enerjiye dönüştürülebiliyor.
Bizim, atıktan enerji eldesi ürün başlığında incelediğimiz bu teknolojilerden sadece biyokütle ile ilgili olan kısım bile önemli miktarda enerji üretimini sağlayabilir.
Türkiye tarım, hayvancılık ve gıda sektörlerinde önemli bir üretici statüsünde, öte yandan artan nüfus ile yapılan tüketim gün geçtikçe artmakta, ama çıkan atıkları değerlendirme konusunda yeterli verimi aldığımız söylenemez.
Biyoenerji, biyolojik her türlü atıktan elde edilebilecek olan enerjiye verilen genel isim. Organik maddelerin oksijensiz şartlarda fermentasyonu sonucu biyogaz üretiliyor. Biyogaz, içindeki karbondioksit ayrıştırıldığında ise doğalgaza dönüşüyor. Birçok alanda kullandığımız doğalgazı biyoenerji üzerinden elde edebiliriz.
Türkiye ekonomisine nasıl bir katkı sağlar?
2017 yılında 55 milyar 250 milyon metreküp doğalgaz ithalatı gerçekleştirdik. Doğalgazda dışa bağımlı olan Türkiye’nin, biyogaz üretimi ile ithal doğalgaza olan bağımlılığını azaltabilir, kendi doğalgazımızı ürettiğimizde ülke ekonomisine yaklaşık 1 milyar dolarlık katkı sağlayabiliriz.
Türkiye’nin şu anda biyoenerjiden doğalgaz üretimi yüzde 2 seviyelerinde. Atılacak doğru adımlarla bu rakamı yüzde 6’ya çıkartabiliriz.
Fuar, çevre teknolojileri sektörüne ne gibi katkılar sağlayacak?
Dünya genelindeki çevre sorunları, toplumlar için öncelik kazanmış durumda. Ülkelere göre değişmekle beraber, dünya genelinde yenilenen yerel yasal düzenlemelerle gelişen sektör, yerel yönetimler ve çok sayıda şirketi atık yönetimi konusunda yeni arayışlara itiyor.
Oluşturduğumuz platform sayesinde tüm sektör paydaşlarının bir araya gelmesi sektörün geleceği için büyük önem taşıyor.
Özellikle küçük ve büyük ölçekli aktörlerin, ulusal ve uluslararası teknoloji ve hizmet üreticilerinin, kamu ve özel sektör temsilcilerinin aynı çatı altında buluşması, Türkiye’de gelişmekte olan çevre teknoloji sektörünün tam anlamıyla bir pazar haline gelmesine katkıda bulunuyor.
Bu fuarda en gelişmiş ürünlerin sergilenmesine ek olarak, düzenlenecek konferans, seminer gibi etkinlikler ile sektör derinlemesine konuşulacak.
Yani özetle 28-30 Mart 2019 tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenecek ‘IFAT Eurasia Uluslararası Çevre Teknolojileri Fuarı’, çevre teknolojileri sektörünün Avrasya bölgesinde atan nabzı olmaya devam edecek.