Bitmeyecek gibi görülen ya da birkaç yılı alacak bir süreçte devam edecek gibi duran pandeminin tüm dünyaya sosyolojik ve en önemlisi ekonomik yönden etkilerini daha önceki sayılarda söylediğim gibi 2021 yılının ikinci çeyreğine gelindiğinde net olarak sanırım görmüş ve hissetmiş olacağız.
Neden 2021 diyorum, çünkü dünyada pandeminin ikinci dalgası beklenmekte ve bununda kasım ayı itibariyle görülebileceği çok daha fazla etkileri ve ilkinden daha çok kayıplar getireceği dünya tıp otoriteleri tarafından söylenmektedir.
İkinci dalganın endişeleri ve ilk dalganın sonrasında alınan önlemler gittikçe artmaya, ekonomilerin kaos ortamında olmaları devletlerin kendi sosyoekonomik yapılarını gözden geçirmeleri hatta B,C,D gibi planları hazır ettikleri ve tedbirleri üst seviyelere taşımaları ard arda destek paketleri açıklamaları ve uygulamaya başladıklarından bunu daha net anlayabiliyoruz.
En son Avrupa birliği, ekonomik destek paketlerini devreye sokarak (750. milyar euro) bunu bizlere göstermiş olup aynı durum kendi ülkemizde de benzer çalışmalar ve uygulamalara başlanmış durumda.
Bu dönem öyle kritik bir tablo karşımıza çıkarıyor ki; Avrupa da ve Amerika dahil büyük yüzde oranlarında bir resesyon beklentisi içindeler.
Bu azımsanmayacak bir oran olarak dünya ekonomisi üzerinde çok olumsuz bir sonuçları karşımıza çıkaracaktır. Bu ekonomik küçülme dolayısıyla ülkemizi de etkileyecektir.
Tüm dünya öncelikle istihdam yönünden koruma tedbirlerini arttırarak işsizliğin önlenmesine yönelik çabalarına devam ediyorlar çünkü en korkulanı dostlarım bir sosyal kaosun yaşanmamasıdır.
Sürekli söz edilen bir yeni dünya düzeni sistemi ile alakalı bir çok devlet politikası veya kurumların sözcüleri bu durumu güncel tutmaya ve söz etmeye başladılar.
En son Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres, yeni dünya düzeninin yenilenmesi gerektiğini söyleyerek Birleşmiş Milletler sorunların çözümleri konusunda yetersizliklerin olduğunu ifade etmiştir.
Dijital bir dünyaya hızlıca “merhaba” dediğimiz bu yıl ve sonraki gelecek yıllarda değişimlere entegrasyon sağlayanların başta ülke ekonomileri olmak üzere toplum üzerinde olumlu etkiler bırakacağı yönünde izlenimler artmaya başladı.
Pandemi ile beraber yerinden oynayan taşların tekrar yerine oturmasını bekleyemeyiz çünkü taşların bıraktığı yerler değişime uğramaktadır. İşte bu değişim yakalandığında ortada kalan taşlar şekillenerek yerlerini bulacaklardır.
Öyle bir düzene doğru gidiyoruz ki, fırsat yaratanlar, fırsat yakalayanlar, riske girenler ve bulunduğu ortama sahip çıkanlar ve çaresizlik içinde kalanlar var.
Bu sözlerime devam ederken aklıma Winston Chuchill’in güzel bir sözü geldi; kötümserler, her fırsatta zorluk görürler iyimserler ise, her zorlukta bir fırsat.
Yeni dünya düzeni, dijital yaşam değişikliği gibi yaşanacak düzen içinde iyimser olmaya dikkat etmek bizlerin geleceğe umutla bakmamızın önünü açacaktır.
Değerli sektörüm okurları, dediğim gibi taşlar yerinden oynuyor ve yatırım ekonomilerinde trendler değişim içinde.
Gittikçe değerli metaller üzerinde gerek devletler gerekse milyarder kurumlar yönlerini buraya döndürdüler.Dünya borsalarında bir dengesizlik görülürken her dönemde korunma aracı olarak görülen değerli madenler ağırlıklı olarak talep görmeye başladı. Ekonomilerde görülen kötü gidiş, ekonomik değerlendirme algoritmalarını yeniden değerlendirilmesini gündeme getirdi.
Yani dostlarım ekonominin yeni adlandırılmaları ortaya çıkmış oldu. Yeni ekonomi,dijital ekonomi ve bilgi ekonomisi deyin pandemi ile beraber bakalım ne tür değişimlerle karşılaşacağız.
Sağlıkla kalın, maske, sosyal mesafe ve hijyene dikkat diyor, esenlikler diliyorum.
Görüşmek dileğiyle..
