
Türkiye İstatistik Kurumu, 27 Ekim 2022 günü, Ekim 2022 Ekonomik Güven Endeksi’ni açıkladı. Söz konusu bültene göre; Ekonomik Güven Endeksi Eylül ayında 94,3 iken, Ekim ayında %3,0 oranında artarak 97,1 değerini aldı.
Güven endeksleri yükselirken, ekonomi kötüye gidiyor dememiz mümkün mü? Şimdi biraz daha detaylıca bakalım.
Bir önceki aya göre Ekim ayında tüketici güven endeksi %5,3 oranında artarak 76,2 değerini, reel kesim (imalat sanayi) güven endeksi %1,8 oranında artarak 102,0 değerini, hizmet sektörü güven endeksi %0,9 oranında artarak 119,3 değerini, perakende ticaret sektörü güven endeksi %3,0 oranında artarak 119,4 değerini, inşaat sektörü güven endeksi %2,8 oranında artarak 90,5 değerini aldı. Görüleceği üzere tüm alt endekslerde bir önceki aya göre artış söz konusu.
Burada belirtmemiz gereken önemli bir detay var. Eğer endeks 100’den küçükse karamsar, yüksekse pozitif bir beklenti olduğunu gösterir. Buna göre reel kesim güven endeksi, perakende ticaret sektörü güven endeksi, hizmet sektörü güven endeksi 100 seviyesinin üzerinde ve yükselmekte olduğundan, daha da pozitif bir bakış açısını ortaya koymaktadır. Kısacası bu sektörlerde keyifler yerindedir.
İnşaat sektöründe karamsar tablo bir önceki aya göre biraz daha azalmakla beraber 100 eşik değerine yaklaşmaktadır. Kritik olan tüketici güven endeksi ise özellikle iç piyasada işlerin nasıl döneceği göstereceğinden 100 eşiğinin üzerinde olması istenir. O zaman canlı ve hareketli bir iç piyasamız var diyebiliriz.
Ancak maalesef Ekim 2022 ayında bu değer 76.2’dir ve bir önceki aya göre %5.3 artması da umutları artırmaktadır. Kur ataklarının ortaya koyduğu yüksek enflasyon ve gelir dağılımında bozulma burada moralleri bayağı bozmuştu.
Hele bazı sektörlerin pandemi nedeniyle çalışamaması da tuz biber olmuştu. Turizm sektörünün yaralarını hızla sardığı, ücretlerin mevcut enflasyonist ortama daha da uygun hale getirildiği mevcut dönemde tüketici güveninde düzelmeleri görmeye devam edeceğiz.
Ancak kredilerin tüketimden ziyade üretime yönlendirilmesine çalışıldığı, ücretli ve emekli gelirlerinin hala enflasyonu yakalayamadığı mevcut ortamda iyileşme biraz daha zaman alacaktır. Ancak tüketici güven endeksi iyileşme oldukça daha yukarı gidecektir.
“Üretim-İstihdam-İhracat” şeklinde açıklanan ekonomi modelinde yurt içi satış bulunmamaktadır. O zaman hedef iç talebi artırmak değil, dış talebe hizmet vermektir. Bu sayede döviz girdisi sağlanabilecektir. Kredi düzenlemeleri de bu hedeflere göre yapılmaktadır.
Şimdi yeni global fırsatları yakalayabilmek için reorganizasyona el atma zamanıdır. Global resesyon bizlere iyi fırsatlar sunmaktadır. Devlet de bu fırsatları yakalayabilmeniz için bir sürü teşvik ve destekler vermektedir.
Görüşmek dileğiyle…