covit-19-ile-sirketlerde-krizi-yonetmek

Hazırlıksız yakalanmak! Son zamanlarda yaşadığımız Covid-19 krizi birçok şirketin gerçek bir krizle nasıl başa çıkmaya çalıştığını ve kriz yönetimi konusunda tamamen hazırlıksız olduklarını gösterdi bize.

Şirketler bir planları olmadan deneyimlediler krizi ve aslında işlerini sürdürmek için kriz anlarında neler yapmaları gerektiğini planlamadıklarından zor zamanlar geçirdiler.

Bilindiği üzere 10 Mart günü Türkiye’deki ilk koronavirüs vakası teyit edildi. Koronavirüs salgını, tüm dünyada ve TÜİK verilerine göre yaklaşık 28 milyon istihdamın bulunduğu Türkiye’de işverenlerin ve çalışanların temel endişesi haline gelmiş durumda. En önemli endişe kaynaklarından birisi de belirsizlik.

Ofis ortamında çalışmaya ne zaman dönülebileceği, okulların açılıp açılamayacağı, pek çok ticari kuruluşun daha ne kadar süre ile kapalı kalacağı gibi belirsizlikler endişe verici haline geldi.

Şirketler özellikle kriz anlarını daha iyi yönetebilmek için tehditlerini ve tehditlere karşı ne tür önlem alabileceklerini bilmek durumundadırlar. Kriz yönetimi hızla alakalıdır. Ne kadar hızlı cevap verirseniz, yüzleştiğiniz problemler de o kadar az olur.

Krizle başa çıkabilmek için gerçekten de plana ihtiyacımız vardır. Neyin yanlış gittiğini bulmaya kendimizi adamalıyız ve bunun bir daha olmaması için gerekli adımları atmalıyız. Kriz anında etkili bir iletişim de çok önemlidir.

Gerek çalışanlarımız, gerekse iş yaptığımız kurumlarla olan açık iletişimimiz krizle çok daha kolay başa çıkabilmemizi sağlar.

Herhangi bir krizin ilk 48 saati çok önemlidir. Bu zaman diliminde krizle ilgili alınacak ilk aksiyonlar alınmış olmalıdır. Birçok şirketin krizi yönetmedeki başarısızlığının nedeni tek bir gerçeği tanımlayamamalarıdır.

tum-sektorum-dergisi-okurlarina-merhaba

Ne zaman bir şey olsa, bir iletişim boşluğu yaratılır. Eğer bunu doldurmazsanız başkası dolduracaktır ve paylaşacakları bilgi ya yanlış ya da eksik olacaktır. Negatif bir bakış açısı benimsenmemeli, alınacak aksiyonlara kanalize olunmalıdır.

Bir krizin tam ortasındayken zaman uçar gider. Krizin önüne geçmek için onu bölmeli ve fethetmelisiniz. Takım, bir yön üzerinde ve kilit cevaplarda anlaştığında onu yönetmek bireylere kalır.

Onların zamandan zamana tekrar gruplanması gerekir. Eğer bir takım kendi sorumluluk alanına odaklanırsa ve onu hatasız bir şekilde uygularsa işte o zaman başarı şansı dramatik bir şekilde artar.

Bir kriz oluştuğunda dışarıdan bir bakış açısı çok önemlidir. İç politikalar, büyük bir problemin ortasında insanlar işlerine daha çok odaklı hale geldiğinde işleri ele alır.

İyi liderler dışarıdan yargısız bir şekilde görebilecek birini getirerek planları uygulatırlar. Liderin rolü her zaman bütün kararları vermek değildir. Onun rolü bir takım lideri olarak gerektiğinde danışmanlık almaktır. Danışmanlar birçok insanın kişisel yargılarından dolayı göremeyeceği şeyleri görebilirler.

Zeki liderler her krizin ortasında bir fırsat olduğunu bilirler. Evet, riskler olacak ama hepsi birer fırsatla birlikte gelecektir.

Yaşadığımız bu krizden hepimiz önemli şeyler öğrendik. Bu ve benzer krizleri iyi yönetebilenler herşey normale döndüğünde hayatlarına kaldıkları yerden devam edebilmek için muhakkak ki daha az çaba harcayacaklardır.

Aydınlık günlerin yakın olması ümidi ile…

Görüşmek dileğiyle..